DOLAR

35,6369$% 0.17

EURO

37,0360% -0.15

STERLİN

43,7905£% -0.19

GRAM ALTIN

3.132,61%1,09

ONS

2.738,26%1,08

BİST100

10.002,33%-0,27

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Ters Dergi
  • Çizgi
  • Taş Devri ile Uzay Çağı arasında dev bir çizer: MISTIK

Taş Devri ile Uzay Çağı arasında dev bir çizer: MISTIK

ad826x90
ad826x90
ad826x90
MISTIK (Mustafa Eremektar)

28 Mart 1930’da İstanbul’da doğdu. Çizdiği Cemal Nadir Güler portresinin 15 Mart 1947’de Doğan Kardeş’te yayımlanmasıyla profesyonel iş hayatına atıldı. Doğan Kardeş, Çocuk Haftası, Yavrutürk, Milliyet Çocuk, Akbaba, Tef, Dolmuş, Bütün Dünya dergilerinde ve Son Posta, Akşam, Vatan, Cumhuriyet, Yeni Sabah gazetelerinde karikatürist olarak çalıştı. 1950’de Mengü Ertel ve Berk Çalıkman’la Son Organizasyon’u kurdu. 1962’den 1980’e kadar çizgi filmle de uğraştı. Çocuklara, özel bir önem veren Mıstık, “Mıstık”, “İbişle Bebiş”, “Bizim Ali”, “Uzay Çocukları” gibi tipler yarattı. “Taş Devri” karikatürleriyle ünlendi. Çocuklar için çizdiği karikatürleri “40 Yılda Bir” adlı bir kitapta topladı, ayrıca ‘Tembel Karaçan, Kuzucuk’ adlı kitapları bulunuyor. Uzay Çocukları adlı çizgi romanı da kitap halinde yayınlandı. Eserleri yurtdışında da yayımlanan Mıstık, 1973’te Gabrovo Uluslararası Karikatür Yarışması’nda özel ödül aldı.

ad826x90

Sanatçı karikatüre yeni başladığı yıllarda karikatürlerini M. Eremektar veya Mustafa Eremektar diye imza atmış, Bütün Dünya dergisinde çalışırken MISTIK imzasını kullanmaya başlamıştır. 28 Mart 2000 tarihinde aramızdan ayrıldı. Şişli belediyesi, sanatçının adını, uzun yıllar oturduğu ilçede yaptırılan bir çocuk parkına verdi. Nişantaşı’nda yaptırılan “Karikatürist Mıstık Parkı”, Eremektar’ın ölüm (aynı zamanda doğum) yıldönümü olan 28 Şubat 2001 tarihinde açıldı.

GEÇMİŞLE GELECEĞİN SALINCAĞINDA BİR ÇOCUK

50 Kuşağı karikatürümüzün en ilginç çizerlerinden biridir Mıstık. 1947’de bir çocuk dergisinde başlayan çizerlik serüveni, yarım yüzyılı aşan bir süre boyunca hep aynı çizgide sürdü gitti. Ne çocuklara çizmekten vazgeçti ne de kendi çocukluğundan. Bugünü hep geçmişin ve geleceğin salıncağında kurduğu bir dünyadan yorumladı. “Taş Devri” ile “Uzay Çağı” arasında kalan zaman dilimini, geçmişe ve geleceğe göndermelerle anlattı. Bunda da çok başarılı oldu. 

Aynı karikatürden çocukların da büyüklerin de nasıl haz alabileceğini ilk kez onun çizgilerinde gördük. Naif ve saf esprileri, sevimli çizgileriyle hep yüreğimizin çocuksu yanlarına dokundu. Karikatürlerinde en çetrefil siyasal ve iktisadi konuları bile çocuk algısının tertemiz, hesapsız ve yalın yanlarına hitap edercesine anlattı. Mizahı ve eleştiriyi hümanist bir potada eriterek bağırmadan, incitmeden de mizah yapılabileceğini ustalıkla gösterdi.

ad826x90

Mıstık, karikatürümüzün hiç büyümeyen dev bir çizeriydi.

ad826x90
SEMİH BALCIOĞLU ANLATIYOR

Kim tanıştırdı? Nerede tanıştık? Hiç hatırlamıyorum. Hatırladığım tek şey, bana karikatürlerini getirip eleştirmemi istemesiydi. Sanki çok biliyormuşum gibi bana gelmişti. Kaç yaşımdaydım ki? 16, bilemedin 17… Çocukluk işte… Bir yerden duymuş, adresi de öğrenmiş, geliverdi. Eve buyur ettim, girmedi. Kapı arasında bakmıştım işlerine.
Çizgi romanı ülkemizde sevdiren karikatürcülerden biridir. Adı “Taş Devri” ile birlikte anıldı. Vatan Gazetesi’nde çizdiği Taş Devri bandı her yaştan okurun ilgisini çekti. Bu başarı Mıstık’ı hiçbir zaman şımartmadı. Çünkü nereden geldiğini biliyordu. Tam aksine, o gencecik yaşında onu daha çok çalışmaya itti. Gününü programladı, gazete ve dergilerdeki işlerini aksatmadan sürdürdü. Taş Devri’nin yanı sıra çocuk karikatürlerinde de birkaç arkadaşıyla birlikte aranılan imza oldu.
Gerçek bir dosttu, 1959 yılında İlhan Selçuk’la “Taş” karikatür mizah dergisini yayımlarken ikimizi de bir hafta içinde palas pandıras askere aldılar. Sebep, Demokrat Parti iktidarına muhalefet yapmamızdı. Dergi başsız kalmıştı. Eşim Emel ve İlhan’ın eşi rahmetli Handan baş başa kalmışlardı İstanbul’da. Yapılacak tek şey kalıyordu: dergiyi kapatmak. Çünkü o koşullarda derginin çıkması imkânsızdı. Ve dergi kapandı tabii. Sonra Emel anlattı: “Mıstık geldi dergiye. Biz Handan’la baş başa kalmıştık. ‘Emelciğim’ dedi, ‘bu dergi devam etsin, kapanmasın. Bunu sizlerden rica ediyorum. Hiçbirimiz para almayalım, tek devam etsin bu dergi”. Bunu kimse yapmadı. Ne yazarı ne çizeri ne matbaası ne de kâğıtçısı. Yaşamım boyu Mıstık’ın bu yaptığını unutamam. Bırak yazar-çizeri, insanın kardeşi yapmaz. İşte Mıstık bu. Bunu sadece Mıstık yapar.

BEDRİ KORAMAN ANLATIYOR

O’nu 1947-48’lerde tanıdım. Hayatı boyunca hep saf bir çocuk olarak yaşadı. Hiç yalan söylediğini duymadım. Sevgisini de nefretini de çok açık ifade edebilen, gizli kapaklı düşünceleri ve tavırları olmayan bir altın adamdı Mıstık. Hatta bir altın çocuktu demek istiyorum. Çünkü o hiç büyümemişti. Aramızda çok az yaş farkı olmasına rağmen, oğlum gibi gelirdi bana. Karikatürlerinde bile o saf, çocuksu halini görebilirdiniz. Ününü yaptığı ‘Taş Devri’ karikatürlerini ilk olarak, çıkardığım Deve Dergisi’nde ben yayınlamıştım. Karikatürler, canlandırma filmler yaptı. Darbeler de yese, hiçbir zaman hayata küsmedi, neşesini kaybetmedi, hep iyi Mıstık olarak yaşadı. Bu büyük dostumu, kardeşimi, oğlumu kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim.

TURHAN SELÇUK ANLATIYOR

1940’larda yeşeren, 1950’lerde ilk meyvelerini veren bir kuşak yetişmişti. “Çizgiyle mizah” deyimi paralelinde yapıtlar üreten bu kuşak, 1958’de İlhan Selçuk’un yönettiği ’41 Buçuk’ mizah dergisinde toplandılar. ‘Mıstık’ Mustafa Eremektar’ı modern mizahın bir okulu olan bu dergide tanıdım. Walt Disney’in sevimli, sıcak ve cana yakın çizgileri gibi, onun kendine özgü çizgileri de sevimli, sıcak ve güzeldi. İncitmeden eleştirirdi Mıstık. 1950’lerde bir mizah çınarı filizlendi, gelişti, büyüdü, yaygınlaştı. Bu elli yıllık mizah çınarını geliştiren, besleyen yapraklar yavaş yavaş dökülüyorlar. Sonbaharın hüzünlü günlerini yaşıyoruz. Direnebilenler, mizah çınarımızı bir süre daha beslemeye devam edecekler. 50 yıllık çınar, belki 100 yıl, belki 150 yıllık olacak. Yeni yapraklarla, yeni Mıstıklarla beslenecek.

TURGUT ÇEVİKER ANLATIYOR

Mıstık, çizgi romanlarında olduğu gibi, karikatürlerinde de Taş Devri ve Uzay Çağı arasında gidip gelir. Zaman içinde yaptığı bu geri ve ileri yolculuklar sayesinde günümüz yaşamın çelişkilerini ele alır ve mizah dünyasını onlar aracılığıyla oluşturur. Karikatürlerinde oluşturduğu atmosfer, “gerçek” ve “düş”ten örülmüş -çok kapılı- bir labirentten farksızdır. Bunu yalın, sevimli ve çocukluğunu yitirmemiş çizgileriyle eksiksiz yerine getirir.

ad826x90

FERRUH DOĞAN ANLATIYOR

Mıstık, Türk karikatüründe çocuk karikatürleri çizerek, çocuk ruhunun ve davranışının ifadesi oldu. Her zaman sevilmiş bir arkadaşımızdı. Türk karikatüründe önemli bir yer tutar. Biz hep birlikte büyüdük, hep birlikte çalıştık.

ÜLKÜ TAMER ANLATIYOR

Mıstık dünyanın en güzel çocuklarından biriydi. Yıllarca birlikte çalıştık. Sıcaklığı hepimizin yüreğini ısıttı. Onu yitirdiğim için çok ama çok üzgünüm.

AKDAĞ SAYDUT ANLATIYOR

Mustafa Eremektar… Ben onu MISTIK imzası ile tanıdım. Doğan Kardeş, Çocuk Haftası ve Yavrutürk dergilerinden. Masum yüzlü çocuklar, sevecen amcalar, teyzeler, sevimli hayvanlardan oluşan “çocuk dünyası” idi bize sunduğu. Özenle çizilmiş kapaklar. İmzaya bakmadan da kimin çizdiğini anlamakta zorlanmayacağınız özgün çizgiler. Taş Devri Karikatürleri serisi ise onun aklımdan çıkmayan başka bir özelliği idi. Çocuk Haftası dergisinde iki çocuk vardı. Uzun yıllar arkadaşım olmuşlardı. İbiş ve Bebiş. Onların kısacık bantları. Çocukça bir tiryakilik miydi? Bilmiyorum. O çizgileri de dergileri de severek, özenerek, imrenerek izlediğimi biliyorum.

ZEYNEP ATİKKAN ANLATIYOR

Hayatı gösterişe endekslemişlerin o garip evreninde Mıstık yaşamın özünü kavramış en renkli ‘emektardı’ bence. O çelişkiyle ilginçti, komikti ve de unutulmazdı. Mıstık’ın ‘bizimle’ çalışmaktan zevk aldığını biliyorum. Gazeteciliğin paydosu yoktur, ama sayfa hazırlanıp gittikten sonraki o rahatlama anında hislerini paylaşırdı bizimle. “Çocuklar ben de ekonomiyi öğreniyorum”. Sonra “öğreniyorum” dediklerini kâğıda dökerdi hemen. Aslında o yıllarda hepimiz ekonomiyi değil bir avuç arsızın bugünlere kadar uzanan bir talan düzenini nasıl hazırladıklarına tanık oluyorduk.

Biz de öğreniyorduk Mıstık’la birlikte. O dalga geçiyor, biz ise kızıyor köpürüyorduk.

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Yakup çiziyor: “Kampanya ürünlerini geri alamıyoruz!”

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.