34,2737$% 0.29
37,5110€% -0.05
44,8401£% 0.01
2.929,44%1,40
2.656,16%1,01
8.876,22%-0,98
Türkiye’de karikatürün tarihi 150 yıl geriye gider. Osmanlı’nın son dönemleri ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında değişen siyasal koşullarla birlikte toplumsal olayların izdüşümünü gazete ve dergilerde yayınlanan karikatürler aracılığıyla takip etmek olasıdır. Biz de bu köşede karikatür tarihimizin ilgi çekici örneklerini paylaşacağız. İyi okumalar!
Yıl 1911. Yeni Geveze gazetesinden, dönemin kolera salgınını anlatan bir karikatür:
Doktor Bey, yetiş ben kollarını tuttum!
- Getir buraya da ona haddini bildireyim!
- Gelmiyor!
- Öyle ise bırakıver sen gel!
- Beni de bırakmıyor!
İspanyol gribinin ardından Karagöz'de 1919 yılında yayınlanan bir karikatür.
Karagöz: Defol git, bir daha bu semtlere uğrama!
Hacivat: Karagözüm, bu bela başımızdan defolup gidiyor, Allah, bizi diğer belalardan da kurtarsın!
"Millette para yok, ama sürekli apartman yapılıyor, kim alıyor arkadaş bu daireleri" sorusu düşündüğümüzden daha eski galiba...
Karikatür 1931 yılında Karagöz Gazetesinden.
Akbaba dergisinde Ramiz Gökçe tarafından çizilen karikatür, 1931 tarihli Matbuat Kanununun sonuçları hakkında fikir veriyor.
Gazeteci - Hangi yoldan yürüyeceğimi şaşırdım. Hepsi aynı kapıya çıkıyor!..
Karagöz Dergisi'nden 1910 yılına ait bu karikatürde Maliye Nazırının (Bakanının) vatandaşı günlük kabulü esnasında yaşanan dilekçe verme karmaşası anlatılmış. Nazıra uzatılan dilekçelerin günümüzdeki selfie (özçekim) görüntüsüne benzemesi de ilgi çekici bir detay.
Gençliğinde Belçika'da Güzel Sanatlar eğitimi almış olan Barış Manço'nun Gölge Dergisi'nde yayınlanmış bir karikatürü.
Tiyatomuzun usta ismi Nejat Uygur, pek çok yeteneğinin yanı sıra çizim yeteneğiyle de tanınıyordu.
Uykusuz Dergisi çıkmadan önce Şiveliek adıyla maket bir dergi hazırlanır. Hikâyeyi derginin çizerlerinden Ersin Karabulut anlatıyor:
2007 yazında Uykusuz'u çıkartacağımız zaman, nasıl bir şey istediğimizi görmek için bir dergi maketi yapmıştık. Proje henüz gizliydi, O yüzden yeteri kadar yol almadan yazıp çizmesini istediğimiz kişilerle konuşmamıştık. Kabul edeceğini düşündüğümüz çizerlerin işlerinin dijital versiyonlarını dergide nasıl gözükeceğini görmek adına ordan burdan bulup bu makete yerleştirdik.
Fakat herkesin işini bulamadık. Rahmetli Metin Demirhan'a da, çok sevdiğimiz "Düşünür o sizi hep öyle" köşesini çizmesini teklif edecektik ama dijital hali elimizde yoktu. Ben de kendisini ortaokul yıllarından beri takip eden bir fanı olarak, eski dergilerden tarayıp temizlemek yerine oturup hayalden onun köşesini çizmiştim. Muhtemelen yanına bile yaklaşamamıştır ama kendisi bunu gördüğünde gözlerine inanamamış, çok mutlu olmuştu.
Bu maket derginin adı "Şiveliek" (öylesine isim olsun diye Şiveli İnek yazıp, kapakta ismin geniş olduğunu farkedip kısaltmak) ve galiba dünyada 10 kişide filan vardır. Maalesef Metin Demirhan'ı Uykusuz çıktıktan çok kısa bir süre sonra kaybettik, yani dergimizde hiç çizemedi. Ama benim taklit çizgimle de olsa Uykusuz'un ilk atası olan bu derginin arka kapağını süslemiş."
İbrahim Sarı ile çizim dersleri Ters Dergi’de
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.