DOLAR

34,7632$% 0.1

EURO

36,5332% 0.04

STERLİN

44,1114£% 0.21

GRAM ALTIN

2.948,24%0,19

ONS

2.638,70%0,09

BİST100

9.681,11%0,30

İmsak Vakti a 06:32
İstanbul KAPALI 11°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Mustafa Eyriboyun

Mustafa Eyriboyun

11 Ağustos 2021 Çarşamba

Düdük (Külah)

Düdük (Külah)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Gene bir gün yolda gidiliyordu Zonguldak’a
Tarlalardan geçer kestirme yollar patika
Dayva’da mezar ağaçlarının dibinde verildi ilk mola
Bir gazete takıldı Molla Memed’in gözüne
Üzerinde helva ekmek yenilmiş
Ve öyle bırakılmış her nasılsa
Hemen bir hınzırlık geldi aklına
Yaptı gazeteden bir düdük
Doldurdu içine az önce gördüğü atın sıcak necasetini
Unutulmuş gibi koydu koca bir taşın kenarına
Dedi yanındakilere gelenler var arkadan saklanın biraz ileriye
Biliyorlar Molla Memed muzipti
İtirazsız kabul ettiler
Tuttular nefeslerini başladılar beklemeye
Düşündüler az sonra gülecekler
Epey yaklaşmışlardı ki arkadan gelenler
Koşmaya başlıyordu düdüğü görenler
Bizimkiler zor tutarken kendini
Kaptı düdüğü en hızlısı en bitirimi
Dedi ilk ben gördüm vermem kimseye arkadaş
Dedi öbürü asıl ben gördüm önce
Sen ittin beni geriye
Az daha kavga çıkacaktı ki
En bilgesi söz aldı
Dedi bulsak da versek sahibine
Fakat sahibi şehirden almış olmalı bunu
Gidiyordur şimdi köyüne yani bizim ters istikametimize
Şimdi bunda herkesin payı var
Paylaşmazsak haram olsun yiyene
Bu sözler etkiledi bitirimi
Tamam dedi düdüğü açalım ne varsa paylaşalım
Döndü Molla Memed yanındakilere
Dedi ulan ne duruyorsunuz kaçalım

(Molla Memed lakaplı maden işçisinin gerçek yaşam öykülerinden derlenmiştir.)

Devamını Oku

Ayran

Ayran
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Zamanlardan bir zaman
Zonguldak’tan köye kadar yürünürdü
Gün ışığı yetmezdi ulaşmaya
Bir handa gecelenirdi Çaycuma’da Güdüllü’de
Sonra yeniden tabana kuvvet, düşülür yola
Yoruldukça verilir on dakika mola
Molalardan birinde bir gün
Ayran satıyordu bir çocuk
Maşrapası on para
Herhangi bir insana iki maşrapa çok bile gelirdi
Fakat bu Molla Memed idi
Baktı kovaya
Vardı en az bir on maşrapa
Dedi çocuğa gel seninle bir anlaşma yapalım
Ben öyle maşrapayla kanamam ayrana
İçeyim şöyle kovanın kenarından kana kana
Kaç para istersen vereyim sana
Düşündü çocuk kurnazca
Dedi içinden içer en fazla üç maşrapa
O da eder otuz para ben isteyeyim
Bu adamdan bir kuruş yani kırk para
Verdi kovayı Molla Memed’e
Al dedi istediğin kadar iç kana kana
Ama önce ver bana kırk para
Verdi bir kuruşu Molla Memed
Dikti kovayı başına
Lıkır lıkır gitti ayran
Çocukta bir telaş
Baktı kova boş
Başladı ağlamaya
Dedi hepsini içtin ver bir buçuk kuruş daha
Molla Memed aldırmadı
Dedi baştan anlaştık seninle
Dedim mi ben sana ver ordan üç maşrapa
Belki bu da bir ders olur
Kanmazsın her gördüğün adama

(Molla Memed lakaplı maden işçisinin gerçek yaşam öykülerinden derlenmiştir.)

Devamını Oku

Eşek

Eşek
0

BEĞENDİM

ABONE OL

O zamanlar yol mu var, araba nerde
Madenciler Asma’da yatar kalkardı derme çatma kulübelerde
Öğünler geçiştirilir kışın helva ekmek yazın üzüm ekmekle
Zonguldak’a motorla gelen yükler
Taşınır eşekle mahallelere bölümlere
O gün yine üzüm karpuz ekmek gelecekti
Lakin ara ki bulasın lanet eşeği
Bakkal bağırır çırağına ulan nerde bu eşek niye bulamadın
Çırak kafa önde çaresiz
Der vallahi her yana baktım
Sanki yer yarılmış içine girmişti eşek
Sağa sola gidilmiş ağaç diplerine göz atılmış
Dereden karşıya geçilmiş çalılıkların içine bile bakılmıştı
Ama yok oğlu yoktu
Üzüm de karpuz da beklemezdi a birader
Hemen gelmeli satılmalıydı
Eşeğin önemi her geçen dakika artıyor
Bakkal ofluyor pofluyor
Çırak tekme yememek için gıkını bile çıkarmıyordu
Molla Memed dayanamadı çırağın bu haline
Dedi ben bulayım bu eşeği size
Tamam dedi bakkal birden sevindi
Molla Memed uyanık biraz da muzipti
Dedi ama olmalı bunun bir bedeli
Al külah ver külah pazarlık edildi
Üç aşağı beş yukarı derken anlaşmaya varıldı
Molla Memed eşeği bulacak koca iki karpuza konacaktı
El sıkışıldı tamam mı tamam
Yarım saat de mühlet konuldu
Bakkal karpuzu düşünmüyor da değildi hani
Fakat eşek de şimdi gerekliydi
Ulan eşek ben sana gösteririm diye içinden geçirdi
Molla Memed’e baktı dedi ne duruyorsun hadi
Hiç acelesi yoktu Molla Memed’in
Yavaşça döndü karşı tepeye
Çırağı da yanına çağırıp başladı birden eşek gibi anırmaya
Gören baktı duyan şaştı
Ne yapıyor bu adam acaba deli mi
Çok geçmeden karşıdan bir ses
Anırır Molla Memed gibi
Molla Memed der işte eşek orada
Git al getir senin olsun karpuzun teki

(Molla Memed lakaplı maden işçisinin gerçek yaşam öykülerinden derlenmiştir.)

Devamını Oku

Hüseyin ile İsmail’in Hikayesi

Hüseyin ile İsmail’in Hikayesi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ustasının çıkınını taşıdı
Üç yıl direk taşıdı arına
Kömür küredi kürek salladı
Ardına beş yıl da kazma, seksen santimlik arında
Kazmacılık yaptı nakıs üç yüz altmışta
Yani deniz seviyesinin üç yüz altmış metre altında
O kuytuda üzüm ekmeğine alın terini katık yaptı
Her kazma vuruşunda kömürün kokusu işledi içine
Kolay gele kazmacı İsmail, kolay gele
Kasları koparcasına geriliyor
Yerin altında İsmailler
Kömür tozu taş tozu yutuyor
Kolay gele İsmailler, kolay gele

İsmail kutsal bir addı
Okunmuş ad der sevinirdi anası babası
Hüseyin de okunmuş addı
Gel gör ki neye yaradı!

İsmail boş grubunda köyde duydu haberi
Ocakta grizu patlamış
Sobalarda yanan kömür
Yüz üç can almış, yüz üç ocak söndürmüştü
O saat düştü bütün köylü yola
Kadın erkek çoluk çocuk hepsi yaya
İki saat yüründü
Önce araba, sonra tren, sonra gene araba
Varıldı ocağa
Kuyu başında jandarmalar, çevirmişler sağı solu
Çemberin dışında genç gelinler, yaşlı analar dolu
Sesleri çıkmaz olmuş, kısılmış
Hepsinin gözleri dolu dolu
Hatice’nin gözleri bir pınar olmuş akıyor
İçerde, yerin üç yüz metre altında
Hem kocası, hem oğlu yatıyor

Asansör hiç durmuyor
Çelik kafesin biri iniyor biri çıkıyor
Dün şen şakrak indirdiklerini bu gün cansız çıkarıyor
Ölüler tanınmaz halde kömür karası
Yakınları onlara bakıyor
Bir yanda tabutlar sıra sıra
Ölüler kömür karası, bir yanda tabutlar
Hepsinin gözleri açık, bitmemiş tutkular
Ölüler, doymamış dünyaya belli
Bir yanda is kokulu kara kara ölüler
Bir yanda çam kokulu sıra sıra tabutlar 

EKİ kamyonları bayraklara büründü
Her birine üçer beşer tabut konuldu
Düştüler ard arda yollara
Ölüler kamyonla, yakınları gene yaya

Yılda iki araç gelmeyen köye
Bir patırtıyla girdi kamyonlar
Toz duman içinde toprak yol
Kamyon kamyon ceset getirdiler
Matem tutuluyor, ağıtlar yakılıyor
Bayraklara sarılmış sarı kamyonlar,
Mahallelere dağılıyor

Hüseyin çocukluk arkadaşı İsmail’in
Şimdi salda, dal gibi delikanlı
Öyle cansız yatıyor
İsmail dizleri üstüne çökmüş ağlıyor
Bir hamleyle attı kendini mezara
Uzandı dibine boylu boyunca
Gözleri iri iri, düven taşı gibi açıldı
Beni gömün, beni gömün diye bağırdı
Yalvardı, yakardı, çırpındı.
Kızdı imam. Dedi oğlum bu kader
Sıranı bekle, elbet seni de alacak ecel
Tuttu elinden çıkardı onu
Boş kaldı mezar bir an
Sonra ak kefen içinde Hüseyin
Asansörsüz bu kez, derin de değildi kuyu
İndi yeraltına son kez
Meşe hatıllar dizildi
Üstüne toprak örtüldü
Yere çöküldü, duası okundu

Bir yıl ya geçti ya geçmedi aradan
Hüseyin’in mezarında otlar büyüdü
Yanında yeni bir kuyu…
Bu sefer göçüktü can alan
Hazırdı İsmail’in mezarı
İşte gelmişti onun da sırası

Bu hikaye yaşandığında
Bizim köyden kuş uçmaz, kervan geçmezdi
Şimdi sohbetlerde araba fiyatları
Evlerde renkli televizyonlar
Bir kanalda anadan üryan kadınlar
Öbüründe Brezilya karnavalları
Hatırlanmıyor artık, unutuldu gitti
Hüseyin ile İsmail’in mezarları

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.