34,2452$% 0.28
37,6376€% -0.37
45,0841£% 0
2.921,73%0,22
2.653,23%-0,08
9.109,34%2,37
Evren, mikroatomik parçacıklardan makroatomik maddelere kadar kendi içinde bunları bulunduran geniş ve tam olarak tanımlanamayan bir yapıdır. Bakterilerden insanlara, insanlardan gezegenlere, gezegenlerden galaksilere, galaksilerden gözlemlenebilir evrene kadar her şey bu yaşadığımız evrenin içindedir. Ne kadar gözle gördüğümüz bu büyük yapıları hayranlıkla ve aynı zamanda dehşetle de izlesek, bazen aslında görünmeyen şeylerin de bir o kadar muazzam ve ilgi çekici olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bu yapılardan birisi de son zamanlarda sıklıkla herkesin adını duyduğu virüsler.
Virüsler genellikle bakterilerle karıştırılırlar ama aslında özellik olarak birbirlerine pek de benzemezler. (Başka bir yazımızda buna da değiniriz.)
Virüsler ve yaşam mücadeleleri
Virüsler bakterilerden daha da küçük bir yapıya sahiptirler (ufak bir bilgi) ve virüsler aslında konaklayacak bir canlı bulamazlarsa yaşayamazlar. Peki bu virüsler canlı bir yapıya yapışmadıkları sürece ölü kalıp yapıştıktan sonra mı canlanıyor? Aslında tam olarak böyle. Her canlı bir DNA ve RNA dizilimine sahiptir, bu DNA ya da RNA bozulmadığı sürece canlı hayatta kalabilir.
Virüsler kategori olarak ne canlı ne de cansızlardır. Yani bir RNA’ya sahiplerdir ama tam olarak canlılık özelliği göstermezler, bir canlıya tutunmadıkça bundan kaynaklı da sınıflandırılmaları biraz zordur. Bir virüs canlı vücuduna giriş yaptığı andan itibaren o canlının bazı hücrelerini ele geçirip kendi yapısını ona kopyalatmaya başlar ve böylelikle kendini üretir. Daha sonra o üretilen virusler gidip başka hücreleri ele geçirir ve onlar da kendilerini klonlarlar. Böylelikle kısa sürede virüs yayılımı çok hızlı olabilir.
Aslında bu yapıları bir fabrika sahibi, hücreleri de işçi olarak görebiliriz. Kendisi yeteri kadar çoğaldıkça başka hücrelere saldırır ve zarar vermeye başlar. Böylelikle güçlü virüsler kısa sürede insan vücudunu ele geçirip onu yok edebilir. Ama kendisi de farkındadır ki eğer yapıştığı yapı ölürse kendisi de yaşayamaz. Bundan kaynaklı olarak virüsler genelde yaşadıkları canlıyla uyum icinde yaşamaya çalışırlar ki kendileri de canlarından olmasın.
Bu küçük yapının bu derece sinsi ve zeka dolu hareketleri canlı olduğunu ne kadar gösterse de aslında bir yapıyla birlikte olmadığı için canlılık gösterememesi de bir o kadar cansız olduğunun göstergesidir. Hatta ve hatta herkesin her sene 1-2 kere geçirdiği grip de bir virüsten kaynaklı oluşur ve doğru aşılama ile bu hastalık geçirilmeyebilir. Her ne kadar bazı türlerinin insan varlığı için çok tehlikeli olduğu bilinse bile yüzyıllardır bu yapılar ile birlikte yaşıyoruz ve buna alışmış durumdayız ve her bir virüs için uygun aşılama yöntemi geliştirilmediği sürece aslında her canlıyı ve insanlığı tehdit edebilecek güçteler. Bundan kaynaklı olarak biyolojik silahların da insanlar üzerinde etkili olması çok çok olası, ama onu başka bir yazıya bırakalım şimdilik. 🙂
Kara delikler ve 2020 Nobel ödülleri
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.