36,1283$% 0.04
37,8313€% 0.68
45,2937£% 0.71
3.391,89%0,74
2.921,48%0,72
9.779,57%-1,04
Bu yıl memleketim Ordu’ya fındık toplamaya gittim. Sanırım en son fındık bahçesine ilkokulda girmiştim, onda da sürekli oyun oynuyordum. Bu kez taktım sepeti belime, o ocak* senin bu ocak benim tam bir hafta fındık topladım. Bir Karadenizli için küçük bir şey olabilir ama benim için büyük bir başlangıç oldu. Fındığı yıllarca bir çerez olarak görürdüm ancak artık fındığa dair bakış açım kökten değişti.
Fındık bahçemiz babamın doğup büyüdüğü Güngentepe ilçesinin Ağızlar Mahallesi’nde bulunuyor. Rakım neredeyse 1.000 metre. Yıllar önce bu yükseklikteki fındıkların rekolteleri bir yıl iyi bir yıl kötü olurdu. Ancak artık iklim değişikliği nedeniyle fındık her yıl daha da kötüye gidiyor. Son yıllarda hiç öncekinden daha iyi bir yıl geçtiğini duymadım. .
Köyde iklim değişikliğinin izlerini sürmek için George Monbiot okumaya ya da Ömer Madra dinlemeye gerek yok. Kime sorsanız yıllar içindeki değişimi anlatıyor. Nisanda yağan karlar, kuruyan dereler, tişörtle gezilen aralık ayları… Örnekler saymakla bitmiyor.
Tabii köylü için en önemlisi fındığı ilgilendiren kısımlar: Yani tam fındık meyvesinin filizlenme aşamasındaki don olayları… Bizim köyde işte hayat tam da burada düğümleniyor. Nisan ayında yaşanacak bir don fındığı yakıyor! Tüm yılı sevimsiz hale getiriyor. Ve artık neredeyse her nisan böyle bir durum yaşanıyor.
Fındık işinin zahmetli olduğunu bilirdim ancak bizzat meseleye el atınca söylenenlerin ne kadar da az kaldığını fark ettim.
Bir kere olay fındığın daldan toplanmasının çok ötesinde… Tüm yıla yayılan bir işler silsilesi var. Gübreleme, ışkın denilen yeni sürgünlerin temizlenmesi, kartlaşmış fındık dallarının kesilmesi, bahçenin otlarının vurulması…
Sonra da fındığın toplanması… En önemli bölüm de burası. Akrabası, çoluğu çocuğu olanlar kendi fındığını topluyor. Olmayanlar ise yevmiyecilerle topluyor. Günlüğü bu yıl 150 TL idi.
Üstelik artık yevmiyeci de çok fazla olmadığından araya hatırı sayılır kişiler sokup amele bulmak gerekiyor.
Annem babamla birlikte bir hafta fındık topladıktan sonra bir yıl öncesinden sözünü aldığımız dayıbaşı* bize 12 günübirlik işçi getirdi. Dayıbaşının çift yevmiyesini hesaba katınca toplam 2100 TL bir günlük fındık toplama için ücret ödendi.
Fazla hesaba kitaba girmeden sadede geliyorum. Tarihinde en fazla 1700 kilo fındığın çıktığı bahçemizde bu yıl 400 kilo fındık oldu. Fındığın kilosuna tüccarlar 22 TL veriyor.
Bu yıl fındık satışından 8.800 TL para kazandık. 2100 lira işçi masrafını çıkınca geriye 6.700 lira kalıyor. Bununla da tüm yıl bahçeleme (otların temizlenmesi vs), gübreleme vs gibi tüm işleri yapmanız gerekiyor. Özetle kazanılan tüm para masrafa gidiyor.
Aslında yapılacak iş değil. Emeğinin hiçbir zaman karşılığını alamıyorsun. Bahçeyi toplamasan köylü ayıplıyor, toplasan yorgunluğuna değmiyor. İki ucu…
Köyde bir laf var: Fındık dalda kalmaz. Evet öyle oldu, bu yıl da dalda kalmadı. Ancak nasıl kalmadığına bu yıl bizzat tanık oldum.
Fındık bitimine doğru köylülerin birbirine sorduğu soruyu ilk başlarda anlamamıştım: “Fındığı kurtardın mı?”
Sonradan anladım… Fındığın bitmesi meğer bir kurtuluşmuş. Bu yıl Ocak ailesi olarak kurtulduk. Darısı seneye…
***
*Ocak, fındık dallarının olduğu her bir öbeğe verilen isim.
*Dayıbaşı, ameleleri organize eden kişiye verilen isim.
Maske/Çağrışımlar sergisi açılıyor
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.