DOLAR

33,9008$% 0.03

EURO

37,6352% -0.04

STERLİN

44,6724£% -0.16

GRAM ALTIN

2.809,88%0,81

ONS

2.577,74%0,76

BİST100

9.685,49%1,73

Öğle Vakti a 13:05
İstanbul AÇIK 27°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Çizgiyle mücadelenin adı: Mustafa (Mim) Uykusuz

ad826x90
ad826x90
ad826x90

   1922 yılında Akhisar’da doğdu.İlk ve orta öğrenimini Akhisar’da yapan Uykusuz, 1940’ta İstanbul’a gelerek Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin Resim Bölümü’ne girdi. İlk karikatürü 1938’de Çocuk Sesi dergisinde yayımlandı. Ekonomik nedenlerle öğrenimini yarıda bırakarak gittiği askerlik dönüşü tekrar Akademi’ye başladı. Bu sefer işlerinin fazlalığından okulu bıraktı. 1945 yhılına kadar tabelacılık, afiş ressamlığı gibi işler yaptı. 1945’den itibaren Marko Paşa, Malum Paşa, Medet, Akbaba, Karikatür, Tef, Dolmuş, Taş ve Taş Karikatür, Zübük, Gırgır ve Özgür İnsan dergileriyle İstanbul Ekspres, Dünya, Ulus ve Gün gazetelerinde çalıştı.

ad826x90

   Cumhuriyet sonrası toplumsal sorunları, demokrasi ve özgürlük taleplerini ilk kez karikatürümüze getiren Mim Uykusuz karikatürlerinin bir bölümünü üç albümde topladı. Dönemin siyasal baskısı nedeniyle karikatürlerinde sık sık takma adlarla karikatür yayımlamıştır. Yurt içi ve dışında yapılan yarışmalarda birçok ödül kazanan Uykusuz’un yarattığı tiplerin başında Nasrettin Hoca gelir. Mim Uykusuz 5 Mart 1983 tarihinde aramızdan ayrıldı.

ZİNCİRE BAĞLI KALEMLE ÇİZMEK

   II.Dünya savaşının henüz eşiğinde başladı karikatür çizmeye. Çocuk dergilerinde görünür ilkin; sonra akademi, askerlik, sonra yine akademi. Sonra Bab-ı Âli ve ömrünün sonuna kadar hep Bab-ı Âli.

   Esat Adil’in Gün gazetesinde başlayan ve Aydede’nin ikinci versiyonu ile devam eden bir deneyimin ardından Marko Paşa ve ardılları serüveni. Aziz Nesin, Sebahattin Ali ve Rıfat Ilgaz’ın yazdıklarını aynı grotesk havada tamamlayan çizgileriyle sivrilmeye başlar. Aynı ekip tarafından çıkarılan, biri kapanırken diğer açılan Marko Paşa, Merhum Paşa, Malum Paşa, Yedisekiz Hasan Paşa, Hür Marko Paşa, Bizim Paşa, Ali Baba Kırk Haramilere Karşı, Zincirli Hürriyet, Başdan, Medet’te sistemi sorgulayan sert çizgileri nedeniyle dönemin iktidarları tarafından mimlenir. Sonra hapishane ve zincire bağlı bir kalemle çizmek zorunda kaldığı günler. İş bulmakta, çizgilerini yayımlamakta zorluklar yaşar; bu kez takma adlarla zorlar mizah dünyasını. Korkmaz, Tekin Korkmaz, Dalkavuk, Hasanoğlu, Naim Binat, M. Çömez gibi adlarla çeşitli dergi ve gazetelerde çizer. 

ad826x90

Kendisinin deyimiyle, ülkenin tek komükatüristidir.

ad826x90
SEMİH BALCIOĞLU ANLATIYOR

   Bir sabah gazeteye geldiğimizde Uykusuz’un gazeteden çıkarıldığını söylediler. Nedenini sordum, “Aziz Nesin sık sık ziyaretine geliyormuş, daha ne olsun!” dediler. Zaten o güne dek bir sürü badire atlatan Uykusuz, yeni bir felakete uğramıştı. Sabahattin Selek bir yayınevi kurmuştu, Uykusuz’u yanına aldı. Tabii ki bu ona yetmezdi. Eşi Nebahat’tan ayrılmış ve anasıyla birlikte yaşıyordu. Ne bitmez tükenmez çileydi bu.

AYDIN ILGAZ ANLATIYOR

   Mustafa Abi’yi çocukluğumdan beri tanırım. İlk tanıdığım Sabahattin Âlî’dir. Mustafa Abi ile babam, han odalarında sanki yarın yeni bir dükkân açacaklarmış gibi, büyük bir inşaat yapacak ya da büyük bir fabrika kuracaklarmış gibi, sabahlara kadar çıkaracakları bir derginin projelerini yapar; ‘ben şu yazıyı yazarsam, sen ona nasıl vinyet korsun’ diye aralarında konuşurlarmış. Markopaşa bana göre ve yaptığım incelemelere göre yayıncı olarak, Türkiye’deki siyasi iktidarı yerinden eden bir siyasi mizah dergisidir.

TAN ORAL ANLATIYOR

   Onu yıllar sonra tanıdım. Ardında uçsuz bir derinlik taşıyan açık ve duru bir kişilik, bende güven ve saygı uyandırmıştı. Kalın ve telaşsız bir sesle, yılların öfkesinden çekip çıkardığı olayları ve kişileri en nane yanları ile sergileyen ve çoğu kez küfürle biten özet, öğretici bir şeyler anlatırdı hep. Ana ne anlatırsa anlatsın, insan ondan çevresine yayılan gerçek bir ilginin ve sevginin sıcaklığını duyar ve arardı.

YURDAGÜN GÖKER ANLATIYOR

   Mim Uykusuz, o dönem arkadaşlarının aynı çizgi özelliklerine sahip, siyah beyazı çok iyi kullanan, çok iyi bir karikatüristti. Mim Uykusuz’un karikatürlerine baktığınız zaman, o gün bundan 50 sene evvel çizilmiş veya 40 sene evvel çizilmiş, diye düşünmeye hiç gerek yok. Onları düşünmeden bugün gazetede kullanabilirsiniz. Kırılmadan dökülmeden , bugünkü karikatürcülere Türkiye’de iyi örnek olacak işler bıraktılar. Bazı karikatürcü arkadaşlar, isim vermenin anlamı yok, lütfen tekniklerine baksınlar bu ustaların. Lütfen onların çizgi karakterinin yanında kişisel karakterine baksınlar. Ne kadar bükülmüşler ne kadar eğilmişler. O zaman onlarda bugün yaptıkları karikatürlerin iyi olup olmadığını anlarlar. Bir karikatür, tabiî ki bir toplumun değişmemesi bir zafiyettir, o topluma ait bir zafiyettir. Ama karikatürcünün yapmış olduğu eser, halâ geçerliyse o adam elli sene evvel, elli beş sene evvel o işlevi görmüş demektir. Biz gördük ki, dümdüz bir hayat yaşadı. İşine gidip gelirken dümdüzdü. İşi çizmekti, çizdi çok üretti, çok çizdi.

ad826x90

RAŞİT YAKALI ANLATIYOR

   Eskiden gazetelerdeki yazıların hikâyelerin başlıkları hep elle yapılırdı. Ben de Pardon dergisinde, öyle bir görev üslenmiştim. Ama ben hiçbir şey bilmiyordum. Mim Uykusuz Abi’nin o yaptığı siyah beyaz, öyle güzel dengeli siyah beyaz başlıları vardı ki, her yaptığı başlığı kendime örnek alırdım.

ORHAN ENEZ ANLATIYOR

   Marko Paşa’dan bahsetmeden Mim Uykusuz anlatılmaz. İktidarın foyalarını ortaya çıkararak halka açıklıyorlardı mizah yoluyla… Sonra MARKOPAŞA ne mi oldu dersiniz? KA-PA-TIL-DI… ve Aziz Nesin sürgüne gönderildi, hapislere tıkıldı, işkence gördü tabutluklarda. Tabii ki Rıfat Ilgaz’da aynen, üstelik veremdi de garibim. Sabahattin Âlî’yse hunharca katledildi, kim vurduya gittiydi. Sanki rahat mı bırakılacaktı Mim Uykusuz, keza o da nasibini aldı. 1950’li yılların sonlarına kadar yasaklı olduklarından yazıp çizemediler. İşsiz kaldılar. Geçimlerini sağlamak için orda burada takma isimlerle yazıp çizmek zorundaydılar. Ancak açık isimlerini 1960’tan itibaren kullanabildiler. Mim Uykusuz’un karikatürleri sosyal içeriklidir. Nasreddin Hoca tiplemesiyle günün sorunlarını irdeler. Yalın ve rahat çizgileriyle yorumlardı. Siyah ve beyazda ise pek ustadır.

İBRAHİM ERSARAÇ ANLATIYOR

   Markopaşa’da sosyal içerikli karikatürleriyle dikkati çekti. O güne kadar çok karikatürcü Cemal Nadir, Ramiz olsun, Sururiler, nemci rızalar, Şevkiler hep çizdiler tenkit ettiler. Fakat, sosyal içerik yönünden kuvvetli esprileri bir tasnife koyarsak ilk defa çizen Mim Uykusuz’dur diye söyleyebilirim.

CİHAN DEMİRCİ ANLATIYOR

   Türkiye’de emeğin savunulması anlamında, işçinin, emekçinin haklarının savunulması anlamında bayraktarlık yapmış bir karikatürcü. Karikatürlerine baktığımız zaman emekten yana, sömürülenden yana, karşı çıkan, isyan eden, karikatürün gerçek kimliğine uygun, dürüst, muhalif bir çizer görüyoruz. Şimdilerde aradığımız bir özellik bu. Mim Uykusuz 1946-1950 yıllarında çıkan Markopaşa dergisinde toplumsal gerçekçi karikatürlerin önemli örneklerini, çizgisini sakınmadan vermişti. İkinci paylaşım savaşı ve sonraki yılların tek partili Türkiye’sinde, demokrasi, insan hakları, hakça paylaşım diyerek sömürüye ve haksızlıklara karşı çıkan bir gülmece misyonunun önemli çizeriydi o. Sabahattin Âlî, Rıfat Ilgaz ve Aziz Nesin ile birlikte çıkartıyorlardı dergiyi. 

OĞLU TEKİN UYKUSUZ ANLATIYOR

   Benim çocukken babam hakkında ilk hatırladığım şey, işte babam karikatüristti, babamın işini sordukları zaman, ben karikatürist dediğim zaman, ‘Peki, başka ne yapar’ derlerdi. Kimse karikatürist olarak, karikatürden para kazanılacağını hiçbir zaman düşünmezdi. Ama babam, sadece ve sadece karikatürden para kazanırdı. Siyasal iktidar, ona bu konuda, zaten çok kısıtlı olan imkânlarını daha kısarak, imzasını yasakladı, ismini yasakladı, çalışmasını yasakladı. Babam yirmi üç tane müstear, yani takma isimle karikatür yaptı. Şimdi, sanıyorum, kendisinin de deyimiyle, dünyanın en fazla takma isimle karikatür yapan insanıdır. Albümde bunlardan birkaç tanesi var. Maalesef benim de elimde birkaç tanesi var. Yani işte Korkmaz onlardan en başlıcası. Parasını almak için halamın ismiyle karikatürler yapardı. Kolay bir yaşam değildi. Çok sıkıntılardan geçti. Ama hiçbir zaman kendi düşüncesinin, hissettiğinin dışında bir şey yapmadı, çizmedi, söylemedi.

ad826x90

Comments

comments

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Mehmet çiziyor: Zombi oldun, kahveden kopamadın!

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

Araç çubuğuna atla