35,4363$% -0.1
36,6563€% 0.21
43,3831£% -0.16
3.093,88%0,65
2.716,26%0,75
9.866,73%1,30
23 Temmuz 2023 Pazar
Kar, kış, kıyamet: Abdülkadir Tamer'den bir öykü
Kaleminin gücüyle ayakta kalan babam: Burhan Arpad
... Ve Zonguldak
Yer altında Romanlar ve Gebenler
"Göğü kucaklayıp getirdim sana, kokla açılırsın"
İçimdeki cinayet (Altıncı Bölüm-FİNAL)
Rüyamda balta girmemiş bir ormandaydım. Yerde ince saplı bir balta gördüm, şaşırdım. Gaipten gür bir ses belirdi: "Hah, işte o sana girsin!". Haliyle irkildim. Refleksle "Fabrikası da sana!" şeklinde cevapladım. Ürpertiyle koşar adım uzaklaşmak üzereyken çalıştığım fabrikanın üretim müdürü Fevzi Bey çıktı karşıma: "Toplantıda beni zor durumda bıraktın." dedi. Yine birden refleksle önümü ilikledim ve "Müdürüm, kusura bakmayın, demin ettiğim laf size değildi" diye toparlamaya çalıştım. Koluma bir şey çarptı, aniden yanıma döndüm, İnsan kaynakları müdürü Begüm hanım çıktı karşıma: "Fabrikamızı öyle istediğiniz kişiye gir çık yaptıramazsınız, burada 300 kişi ekmek yiyor, fevri davranışlar kurumsal kimliğimize aykırı." diye beni uyardı. Rezil olmuştum, toparlamaya çalıştım: "Ama Begüm hanım, yerde gördüğüm alet yüzünden küfür yedim, ne yapabilirdim? Bir yanıt vermem gerekiyordu. Hem Fevzi müdürüme.." cümlemi tamamlayamadan Fevzi bey' in baltayı Ar-ge biriminden makine mühendisi Serkan'la birlikte incelediklerini gördüm. Ulan Serkan nereden çıkmıştı? Hararetli şekilde alet üzerinde çalışıyorlardı. Fevzi Bey'in Serkan'a "Bu sana girse nasıl olur? CV'nde güzel görünür hem?" dediğini duydum. Serkan da memnuniyetle onayladı teklifi. O anda Begüm de elinde bir dosyayla koşar adım satın alma müdürü Cengiz Bey'e gitti. Ulan pinti Cengiz nereden çıkmıştı? Fabrikada ne kadar beş para etmez ürün varsa O aldırırdı. Kafayı yemek üzereydim. Neler oluyordu? Yanlarına gittim. Begüm hanım "Cengiz müdürüm, sanırım balta konusunda Serkan'la anlaşıldı. O'na girecek. Ürün ve adet bilgisini mail atın bize, Fevzi Bey'i de cc'ye ekleyin lütfen olur mu?" diyordu. Bu saçmalık karşısında terlemeye başlamıştım. Tam o anda üretim bandından 7 işçi, başlarında ustabaşı ile birlikte sinirli bir şekilde bize yaklaştılar. “Müdürüm, bizim banttan çıkan ürün mühendis beye göre değil, baştan deseydiniz ona göre çıkarırdık. İşçilerin vardiyasını değiştiremem şu saatten sonra" deyip aramızdan ayrıldılar. Serkan sinir olmuştu ustabaşına. Fevzi Bey Serkan'ı teselli etti: "Sen boş ver onları, ben bir şekilde ayarlayacağım, sana girecek." dedi. İlk başta duyduğum gaipten ses birden tekrar hortladı: Fevzi, patron sen misin ben miyim?! Lafımı ikiletme. İlke' ye girecek dedim, bir daha söylemem. Herkes işini yapsın!" diye gürültü kopardı. Ödümle b.kum aynı dereye akmak üzereydi. Evet, benimle konuşan fabrikanın sahibiydi ve adama alenen küfür etmiştim. Bu paniğim, birkaç saniye içinde yerini talimatla bana balta girecek olması paniğine dönüştü. “Allah'ım kurtar beni!" diye haykırınca nefes nefese uyandım…
Oda aydınlıktı. Eşim, 2 yaşındaki oğlumla yanımda duruyordu. "Hayatım iyi misin? Ne gördün sen rüyanda, ne oldu?" diye sordu. Anesteziden yeni çıkan ameliyatlılar gibi saçmalayıp "Kime girdi?" diye sordum. Eşim kahkaha patlattı. O an rüyamın etkisini fark ettim. Sağlam terlemiştim. Oğlum, sussun diye elinde tuttuğu tablette çocuk klibi seyrediyordu: "Baltalar elimizdee, uzun sap belimizdee, biz gideriz ormaana hey oormaanaa.." Beni de gülme tuttu. İnsanın ailesi ve kurtulduğu saçma kabusu gibi yoktu. Eşim tesellisine devam etti: "Hadi bir duş al da kendine gel. Çok çalışıyorsun. Az önce telefonun çaldı, uyanma diye ben açtım. Fabrikadan Fevzi bey.. Şirketçe doğa yürüyüşü planlıyorlarmış. Seni de davet ettiler…"
Kısa bir kalp çarpıntısı ile birlikte kıdem ve ihbar tazminatımı hesaplamaya koyuldum. Oğlana da tatlış tavşan videosu açtım.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.