33,9008$% 0.03
37,6352€% -0.04
44,6724£% -0.16
2.809,88%0,81
2.577,74%0,76
9.685,49%1,73
30 Kasım 2023 Perşembe
Kar, kış, kıyamet: Abdülkadir Tamer'den bir öykü
Kaleminin gücüyle ayakta kalan babam: Burhan Arpad
... Ve Zonguldak
Yer altında Romanlar ve Gebenler
"Göğü kucaklayıp getirdim sana, kokla açılırsın"
İçimdeki cinayet (Altıncı Bölüm-FİNAL)
Borç isteyesim vardı öfkemden senden masamım vazgeçilmezi su bardağıma göz koyan kısaca peri uzunca Perihan'dan.
Güneş doğuyorsa borç ta isteyebilirim nasıl ki güneşin hakkıysa doğmak bana ait olmayanı geri vermek veya vermemek üzere tüm saffaniyetim ve lucifırlığımla fırıldaklığımda dahil olursa bu üçlemeden iyi bir grup olur sanki..
Yeni bir metal grubu sevdim sanki bu durumun berraklığını…
Bir dakikalığına susar mısın artıkk.
Sana demiyorum size demiyorum okuyucu şu kulağımın dibinde siyah sarı turumcumsu yoksa lila mı rengi pelerinin işte her neyse suru üfleyecek olan cinsin mensubuna lafım.
Beynimdeki Mihaliç peynirinin kırıntılarını kemirmeyi bırak artık. Tat olayına takıntılıyım tıpkı kokuya takıldığım gibi…
İpekimsi bir şarkı gibi kokmalı erkek derdi üst komşumuzun asi gür ve biçimsiz göğüslü Neriman ablası.
Sahi ne oldu Neriman ablaya? Konumuz o değil şimdi.
Şimdi varoluşsal olarak doğuştan sahip olduğum borç isteme hakkıma konsantre olmalıyım sadece…
Sadece dedim diye hayatım bundan ibaret olamaz ben yeri geldiğinde oldukça karmaşık sarmaşık ve sırnaşık bir hayat seviyorum bunu da buradan tüm ilgili ve ilgisiz kanatlılara bildirmek isterim .
Aynı anda birden fazla olayı birbirine bağlayıp düğümleyip çözülmez hale getirip ardıma önüme bakmadan kendime çelme takmanın verdiği eşsiz zevk ilen akşam rakısına eşlik edecek kavun ve peynir yarenlerini aramaya koyulabilirim.
Bu her bekar libidosu bardaktan taşan testesteronlunun da harcı değildir tabiikisi.
Şu an neden gökkuşağı yok gökyüzünde bunu yıllarca düşünüp kendime dert etmek istiyorum çünkü açlığımı anca böyle daha ruhani olayları evirip çevirerek geçiştirebilirim.
Evet saat olarak bunu hayata geçirmek için çok uygun durumdayım .
Köle olmak kölesi olmak efendi olmak efendisi olmak aç bırakmak doyurmak korumak korunmak saklanmak saklamak aziz ve azize olmak istiyorum bunu istemek benim hakkım.
Bu hak bana doğuştan verildi malum yerden çıktığım an avazım çıktığı kadar bağırmam için götümün iç kısmındaki en yumuşak yerine elleri annemin kanıyla yumuşatılmış doktorun şaplağını yediğim an hak kazandım buna.
İşte bu kadar basit aslında her şey .
Abartmanın anlamı yok sayın dünya seyircisi istediğinizi almak için kıvranmanıza da gerek yok bu muhteşem bir parıltıya sahip olan güreş müsabakası değil.
Ağzınızın suyunu akıtmayın lütfen. Akan ter ve zeytinyağının iç içe girmiş kokusu sadece ve basit bir pamukla silinip atılabiliyor.
Tamam konuşabilirsin artık bu kadar suskun kalmana alışkın değilim sevgili pelerinli kanatçırpar sur üfleyicisi ailesinin üyesi.
Kimbilir kaç beyni sıradanlıktan uzak olan ölümlü bu arkadaşları dinlediğini söylediği için derin kuyulara atıldı…
Gerçekten kim bilir? Gerçeği kim bilir? Gerçek nedir? Sorunun muhatabı var mıdır? Çevremde milattan önce ve sonrasında adres sormama rağmen rast gelemediğimi garanti edebilirim.
Garanti etmek benim hakkım ben bu hakka doğuştan sahibim bunu garanti edebilirim.
Tan yeri ağardığında…
Af buyur kim neresi ne yaptığında ? Böyle avam cümle yapılarına gerek yok. Böyle konuşmak seni bizden biri yapmaz sizden biri olmak isteyen kim deme diyemezsin zaten çünkü bu senin doğuştan sahip olduğun bir hak değil.
Şu an borç olarak iyilik isteyebilecek parıltılı yarı uzun yarı kısa tüylü bıyıkları sarımsı gözlerini güneşten korumak istercesine örten bir kedi olmak istiyorum.
Evet evet kedi olabilirim kendime bunu yakıştırdım gel pisi git pisi pisi pisi hopp tırnak takmaca…
Zengin kedisi de değilim bildiğin Kütahya Afyon arası sucuk kovalayan soğuk sokak kedisiyim alayının alnına tırnak…
Bu benim doğuştan hakkım.
Pek az sonra yağmur yağacak bulunduğum evin gelişigüzel yerleştirilmiş binasının dahil olduğu mahallenin kayıtlı olduğu ilçenin ve ilin şakaklarına.
Islak şakak sevmem ben. Soğuk şaka gibi gelir bana. Soğuk şaka da el şakasını çağırır.
Şakaların en şımarığıdır el şakası otostop gibidir hem ciddiyetli hem ciddiyetsiz hem masumane hem de seri cinayete davetiye göndertmeliselice.
Titredimm sevmem ben şiddeti
Şiddetli severim ama şiddet sevmem
Sarsar beni
Sar sar çok sar sen beni
Bu benim doğuştan hakkım
Piknikteki mangal gibi yanmalıyım sardıkça… kor kor olmalı mangalın kömürü
Üzerindeki ızgaranın siyahımsı derisi gibi olmalı tek ve bir bu.
Benim doğuştan hakkım ve sen buna engel olamazsın..
Çünkü ben bir dümbeleğim…
Kendi kendime ses getiremem belki ama birinin bir parmak şıklatmasıyla
Tüm sesi kendime getirebilirim.
O kadar güçlü ve büyülüyüm bilesin.
Thor'un çekici varmış pehhhh!
Sen benim dümbeleğimi bir gör heleee.
Babasının mezar başında karısının doğum sancısında göbeğini sağdan sola attırıp üç oda bir salona çevirtirim ben.
He heytttt dümbelek düpletmek benim doğuştan hakkım.
Garanti ederim senin sizin hepinizin de öyle…
Düm teke düm tek…
Öfkemden borç isteyesim vardı senden; masamın vazgeçilmezi, su bardağıma göz koyan (kısaca peri uzunca Perihan’dan).
Güneş doğuyorsa borç da isteyebilirim nasıl ki güneşin hakkıysa doğmak bana ait olmayanı geri vermek veya vermemek üzere tüm saffaniyetim ve Lusifırlığımla fırıldaklığım da dahil olursa bu üçlemeden iyi bir grup olur sanki…
Yeni bir metal grubu sevdim sanki bu durumun berraklığını…
Bir dakikalığına susar mısın artıkk.
Sana demiyorum size demiyorum okuyucu şu kulağımın dibinde siyah sarı turuncumsu yoksa lila mı rengi pelerinin işte her neyse suru üfleyecek olan cinsin mensubuna lafım.
Beynimdeki Mihaliç peynirinin kırıntılarını kemirmeyi bırak artık. Tat olayına takıntılıyım tıpkı kokuya takıldığım gibi…
İpeğimsi bir şarkı gibi kokmalı erkek derdi üst komşumuzun asi gür ve biçimsiz göğüslü Neriman ablası.
Sahi ne oldu Neriman ablaya? Konumuz o değil şimdi
Şimdi varoluşsal olarak doğuştan sahip olduğum borç isteme hakkıma konsantre olmalıyım sadece…
Sadece dedim diye hayatım bundan ibaret olamaz ben yeri geldiğinde oldukça karmaşık sarmaşık ve sırnaşık bir hayat seviyorum bunu da buradan tüm ilgili ve ilgisiz kanatlılara bildirmek isterim.
Aynı anda birden fazla olayı birbirine bağlayıp düğümleyip çözülmez hale getirip ardıma önüme bakmadan kendime çelme takmanın verdiği eşsiz zevk ilen akşam rakısına eşlik edecek kavun ve peynir yarenlerini aramaya koyulabilirim.
Bu her bekar libidosu bardaktan taşan testosteronlunun da harcı değildir tabikisi.
Şu an neden gökkuşağı yok gökyüzünde bunu yıllarca düşünüp kendime dert etmek istiyorum çünkü açlığımı anca böyle daha ruhani olayları evirip çevirerek geçiştirebilirim.
Evet saat olarak bunu hayata geçirmek için çok uygun durumdayım.
Köle olmak kölesi olmak, efendi olmak efendisi olmak; aç bırakmak, doyurmak;
Korumak, korunmak; saklanmak, saklamak; aziz ve azize olmak istiyorum.
Bunu istemek benim hakkım.
Bu hak bana doğuştan verildi malum yerden çıktığım an avazım çıktığı kadar bağırmam için götümün iç kısmındaki en yumuşak yerine elleri annemin kanıyla yumuşatılmış doktorun şaplağını yediğim an hak kazandım buna.
İşte bu kadar basit aslında her şey.
Abartmanın anlamı yok sayın dünya seyircisi istediğinizi almak için kıvranmanıza da gerek yok bu muhteşem bir parıltıya sahip olan güreş müsabakası değil.
Ağzınızın suyunu akıtmayın lütfen. Akan ter ve zeytinyağının iç içe girmiş kokusu sadece ve basit bir pamukla silinip atılabiliyor.
Tamam konuşabilirsin artık bu kadar suskun kalmana alışkın değilim sevgili pelerinli kanatçırpar sur üfleyicisi ailesinin üyesi.
Kim bilir kaç beyni sıradanlıktan uzak olan ölümlü bu arkadaşları dinlediğini söylediği için derin kuyulara atıldı…
Gerçekten kim bilir? Gerçeği kim bilir? Gerçek nedir? Sorunun muhatabı var mıdır? Çevremde milattan önce ve sonrasında adres adres sormama rağmen rast gelemediğimi garanti edebilirim.
Garanti etmek benim hakkım ben bu hakka doğuştan sahibim bunu garanti edebilirim.
Tan yeri ağardığında.
Af buyur kim neresi ne yaptığında? Böyle avam cümle yapılarına gerek yok. Böyle konuşmak seni biz den biri yapmaz sizden biri olmak isteyen kim de ne diyemezsin zaten çünkü bu senin doğuştan sahip olduğun bir hak değil.
Şu an borç olarak iyilik isteyebilecek parıltılı yarı uzun yarı kısa tüylü bıyıkları sarımsı gözlerini güneşten korumak istercesine örten bir kedi olmak istiyorum.
Evet evet kedi olabilirim kendime bunu yakıştırdım gel pisi- git pisi pisi pisi- hop tırnak takmaca…
Zengin kedisi de değilim bildiğin Kütahya Afyon arası sucuk kovalayan soğuk sokak kedisiyim alayının alnına tırnak.
Bu benim doğuştan hakkım.
Pek az sonra yağmur yağacak bulunduğum evin gelişigüzel yerleştirilmiş binasının dahil olduğu mahallenin kayıtlı olduğu ilçenin ve ilin şakaklarına.
Islak şakak sevmem ben. Soğuk şaka gibi gelir bana… Soğuk şaka da el şakasını çağırır.
Şakaların en şımarığıdır el şakası otostop gibidir hem ciddiyetli hem ciddiyetsiz hem masumane hem de seri cinayete davetiye göndertmelicesine.
Titredimm sevmem ben şiddeti
Şiddetli severim ama şiddet sevmem
Sarsar beni
Sar sar çok sar sen beni
Bu benim doğuştan hakkım
Piknikteki mangal gibi yanmalıyım sardıkça… kor kor olmalı mangalın kömürü
Üzerindeki ızgaranın siyahımsı derisi gibi olmalı tek ve bir bu
Benim doğuştan hakkım ve sen buna engel olamazsın…
Çünkü ben bir dümbeleğim…
Kendi kendime ses getiremem belki ama birinin bir parmak şaklatmasıyla
Tüm sesi kendime getirebilirim
O kadar güçlü ve büyülüyüm bilesin.
Thor’un çekici varmış pehhhh
Sen benim dümbeleğimi bir gör heleee.
Babasının mezar başında karısının doğum sancısında göbeğini sağdan sola attırıp üç oda bir salona çevirtirim ben.
He heytttt dümbelek düpletmek benim doğuştan hakkım.
Garanti ederim senin sizin hepinizin de öyle…
Düm teke düm tek….
Ne çok unutulacak şey varmış bugün de listede. Daha önce unutmamalıyım not almalıyım diye başlayıp devam eden evreler şimdi hadi bugün unutmalıyım diye dönüyor devrelerime.
Unutsana elektriğin en fiyonklusunun sana kadar kader deyip geldiğini, unutsana doğal gaz diye anti doğal Lidyalı mirasından feragat etmen gerektiğini. Unutsana havucun artık tavşanların ana besin kaynağı olmadığını, unutsana küp şeker için atların artık kişneyemediğini.
Bir iki üç dört sekiz on ne istemiştiniz?
İsminiz neydi ne yazalım unutmalıydım ama unutamıyorum yazar mısınız? Anımsamam için hiç yardımcı olmayan ses, ışık, su, sandalye hatta çoraplarım yırtık ayakkabım bile şu an unutmamam için çabalıyor gibi. Yengeçler içindeyim kıskaçları gözlerimi ovuştururken çok mu acıtıyor ne…
Yine self servis değil mi, kendimiz alacağız ama zaten ne olduysa ne yaptıysak kendimiz yapmadık mı? Kendimiz almadık mı şanssızlığımızı da bahtsızlığımızı da? Sipariş ede ede yapmadık mı bu yılışık kumlu patilerimizi?
Hey garson bana…
Ne bana ne?
Doğru bana ne…
Coğrafi olarak “hey garson bana biii” diye seslenebileceğin diyarlardan değil buralar… Neden böyle olmadığını unutup keyfime bakamıyorum ki neden neden…
Çok oturdum üç harflimin kenarları ağırdı, yünden yapılan bir donum olaydı belki de böyle olmazdı. Off off off ayağa mı kalkayım, kalkmadan havalandıramaz mıyım acaba bu üç harfli bir yerlerimi?
Dönme dedim sana sağa dönme. Bir kez dönersen hep dönersin, üç harflisin işte kabul etmelisin bunu da. Karpuz çekirdeği kadar kaygan, lezzetli ama kıt işte bu anlar… Biliyor musun, nerden bileceksin bilsen zaten söylemem değil mi?
Bişi di Cem tüm bu söylediklerimi insanlık olarak hafızalarınıza kazımalısınız, bir iki üç yetmez dört beş altı olsun diyecek birileri hep çıkacak illa dünyaları kapıştıracak…
Ne güzel atari oyunları vardı biz onlarla kapışıyorduk. Bunlara gerçeğine ne gerek vardı ki? Bbak yine unutamamışım atari var atari, alın teri değil atari.
Dışın dışın dışıınn…
Ey dünya, kalpler ve zihinler buz gibi sıkı sıkı giyin. Sıkıverin dişinizi koyvermeyin kendinizi az sabır sıkın sıkın nokta koymadan “ı” ların üstüne üstünüze alınmadan sıkınn. Ha gayret unutmalıyım demeyi de unutacağız bir gün.
Ne taşıyor bu adamlar böyle? Aaa dekor sanırım, tiyatro oyunu dekoru. Aaa evet evet öyle. Bak sen şu işe, yüklenmişler deli gibi bir işe. Neredeyse yükten altlarına işeye işeye gidecekler diğer yere ama bana mısın demeden gülümsüyorlar işte size bize…
Demek ki böyle olsa gerek severek yapmak bir işi. Unutmak istemeden yapmak belki de bir düzüne düzene düzülene düzülmüşe düzgünce demek bu kadar mı zor senin için üç harfli.
Karışık tost saatim geldi. Beş çayı gibi bu İngiliz usulü çay. Rus usulü salata, Türk usulü tost, Amerikan usulü sosis, Ukrayna usulü komedyen hepsi tek bir yere gitmiyor mu? Gidiyor ama “unutmalıyım unutmazsam olmuyor” derken bile unutamıyorum.
Bi şi di cem yağmur yağarken yapılmaması gereken şeyler listesini yapılması gerekenler listesine çevirsem kim ne diyebilir ki? Deseler ne olur ki hepsi üç harfime kadarrr…
UNUTMALIYIM BU BOMBOŞ BOMBA SENARYOLARINI
KİMİN KİME SINIR ÇİZİP
KİMİ KİMİN TEHDİTİ OLARAK GÖRÜP ÜÇ HARFLİSİNİ KALDIRIP
HAZIR OLDA BEKLEDİĞİNİ
UNUTMALIYIM METRO TÜNELLERİNİ METROYA BİNMEK İÇİN DEĞİLDE BU DELİRMİŞLERDEN
SAKLANMAK İÇİN SIĞINAK OLARAK KULLANILDIĞINI
UNUTMALIYIM KAN CAN MİLLET MİLLİYET DERSİ VERİP
UÇURTMA BİLE UÇURTMAYIP
PAMUK ŞEKER YEMEYİP
GÜLÜMSEMEYİ BİLMEYENLERİ
ULAN BAŞKA NE KADAR ÜÇ HARFLİ VARSA TOPYEKÛN SİZE GÖNDERESİM VAR DEMEYİ
UNUTMALIYIM…
Efendim anne, neden mi açmadım? Neyi ha telefonu, unutmuşum ben anne ya. Özür özür ama yalan söylediğim için özür. Seni sizi bizi gülümsemeyi, içini rahatlatmayı savsakladığım bu salakvari savaşı bu kadar kafama takıp durduğum için affetsene beni.
Sana diyorum garson bak bi!
Bi şi di Cem bana bol savaşsız bir su, içine buz koyma. Üç harfli yerim…
Soğuk su lazım anlasana, içim cız bız ediyor…
UNUTAMIYORUM.
Deliyim ben deliyim deliyim de deliyim…
Vaarr mı bundan daha öte özgürlük “yok be anamm” demeden önce durduruyorum kendimi çünkü en büyük özgürlük az önce az ötede ve az biraz değil bildiğin biraver boyutunda “gagg gaggg” diye böğüren karganın şuursuzluğudur bana göre…
“Bana ne birader ben bağırırım çok da ipimde” bile demeden sadece sağa sola alımlı bakış atıp “gagggg ulann gagg” işte…
Kapı komşum kendisi ya da kendiler kimse kusura bakmasın ben ayırt edemiyorum sülaledekileri benim için hepsi birden aynı sürünün moku kelli.
“Şuradan bir elma uzat” dedim az önce sağ elime “sol elin ne güne duruyor tembel hımbıl” diye hırladı kerata o da haklı tabii…
Kendince ne kadar bağlı olsa da şahmeransı vücuduma sonuçta özgür de aynı zamanda.
Deliyim ben deliyim deliyim de deliyim.
Eskiden benden benim gibilerden bile daha eskiden ölenler pardon ölen isyancılar daha derine gömülmek için ekstra para öderlermiş.
Tabi ki kendileri değil mesela ben vermem arkadaş salak mıyım alık mıyım ölmüş olacağım isyanım için isyanımın nedenini bile bilmeyecekler belki makarnamın ketçapsız olması için anaokulunda cimri yönetici öğretmenlere karşı mücadelem sırasında toprağa düşmüş bir devrimciyimdir.
Belki de leblebi yemeye çalışırken onu burnuna sokmayı deneyerek farklı olmaya çalışan bir mal olarak ölmüşümdür sonuçta mal olarak ölmenin bin bir türlü yolu varken üstüne bir de özgürlük savaşçısı bir mal olarak bulunmamak ve soyulmamak için olmayan bir parayı verecek kadar gönlü bol, eli açık bir alık olamayacağım kimse kusura bakmasın.
Kazıp çıkartmak isteyen mezarımı köpek gibi eşeleyebilir benim için hiçbir sorun yok ne bulmak istiyorsa arayabilir hatta açtığı çukura kendi bile girebilir pisleyebilir uyuyabilir hiçbir şey bulamadığı için sövüp sayabilir de bana ne kardeşimmm ben özgür bir karga gibi gitmiş miyim gitmişim gerisi geride kalanların problemi.
Önemli olan oraya özgürce girmiş olabilmek tabii toprağın altına girince içimize özgürce girmek isteyecek olan solucancıklara da açık kapı bırakmak.
Özgürlük özgürlüktür hem altta hem üstte hem magma da hem mama da.
Ha özgürlük dedik diye eşitiz diye itişmenin de anlamı yok değil mi buraya kadar gelmişken bir at gezisi hiç fena olmaz gökkuşağına doğru uşağımla birlikte at sürmek hiç fena fikir değil buğulu camlarımın ardından soğuk denize bakarken arabamda otururken bile at düşünmek işte bütün döngü burada.
Delim ben deliyim deliyim de deliyim.
Hem deli hem piç olmanın avantajı nedir acaba bilmem ki olanlara sormak lazım ben “çok gezen mi çok bilir çok okuyan mı çok bilir” sorusuna "Acun hepsinden iyi bilir" tarafı olarak yaklaşanlardanım.
Aaa bir zamanlar o da azıcık özgürdü di mi?
“Tahin dur artık” demek istiyorum ama diyemiyorum her “tahin” demek istediğimde kendimi “pekmezle ne güzel giderdi” deme özgürlüğünden alıkoyamıyorum.
Tahin bir köpek tahin pekmez ise duvara tırmanan bir tür örümcek.
Ne yani şimdi tahin deme tahin pekmez isteme özgürlüğüm yok mu elbet var buna ne bir Ayı ne de bir komedyen devlet başkanı arasındaki orta yaş pardon orta çağ krizi engel olabilir.
Evladım sıcak bir brendi getir bakayım odun sobasına da odun atın şanımız yürüsün görenler “lord” desin arkamızdan da önümüzden de ne demişler özgürlükten ödün verilebilir ama itibardan asla.
Kocaman bir gaz bulutu dolar odaya tam bu sırada anlamaz kimse ne olduğunu sanki stratosfer delinmiş gibidir ortaya kocaman simsiyah bir gaz bulutu dolar kimisi 2023’teki bedava olacak doğal gaz olarak anmak ister onu kimisi de “hassiktir oradan bildiğin osssuruk lan bu” deyiverir arsızca…
Sol ayağımın ortanca parmağının ucu üşüdü yok mu örtecek bir el bir battaniye gölgesi.
Şimdik madem karnım doydu sırtım pek ve altım kuru o zaman gelelim kim derse inanırım “sakın söyleme sen aldanırım” diyeceğim kişinin ismine…
Hımmm deliyim ben deliyim deliyim de deliyim, kulakları küpeliyim ama en güzel eller benim.
Sene olacak 2023 sabah olacak 6 bana gerekecek olan sadece bir avuç kedi maması ve kendimi kilitlediğim kapının anahtarı.
Sonra gökyüzüne bakacağım güneş çarpacak yağlı ve çilli burnuma bir küfür savuracağım ve bana o bakışı atan kargayı anıp bokuna bulanıp…
Ulan özgürüm özgürsün özgürüz özgürsünüz işte karga kadar değil hava da ağaç dalında pencere kenarında ağzımızın ortasına bile yapışacak boklar kadar özgürüz.
Ben yazmayı bilmem ezberlemeye bayılırım o yüzden
Özgürüm ben özgürüm özgürsün sen özgürsün; deliyim ben, deliyim delisin sen delisin
Hepimiz özgür birer deliyiz nokta.
Duy bizi Ayı olarak nam salan Rus in Salata ve komedyen in Ukreyne.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.