34,9739$% 0.16
36,7420€% 0.28
44,1241£% -0.32
2.974,72%-1,04
2.647,78%-1,18
10.125,46%0,66
Tarih 20 Mart 1982, SES Dergisi Atmaca Mizah Eki’nin panorama sayfası. Akşam saatleri, dergi hemen hemen bitmiş baskıya gönderilmek üzere… Arkadaşlarımız Cihan Demirci ve Ali Özbek her hafta yaptıkları gibi bir konu seçmişler ve o konu etrafında buldukları esprilerle bir panorama sayfası hazırlamışlar. Seçtikleri konu ise o sıralar patlak veren banker faciaları. Bankerler birer birer batıyor ve yurt dışına kaçıyorlar. Sıkıyönetim zamanları; 12 Eylül darbe yönetimi hala iş başında ve habire bildiri yayınlayıp duruyor.
Arkadaşlarımız da bankerlerin bu durumunu hicveden bir sayfa hazırlamışlar. İşlerini teslim edip gitmişler, dergide bir kaç kişi kalmışız, ufak tefek eksikleri tamamlayıp dergiyi baskıya göndereceğiz. Birden içeriye telaşla, daha sonraları Tempo Dergisi’nde Yayın Yönetmenliği de yapacak olan, dergiden sorumlu abimiz Muhittin Sirer girdi. “Yandık çocuklar” dedi. “Sıkıyönetimden talimat geldi, banker facialarıyla ilgili hiçbir şey yapılmayacakmış. Bizde de böyle bir sayfa var, ne yapacağız? Onu çıkarıp yerine başka bir şey koymamız lazım ama elimizde yedek iş de yok!”
Hepimiz kara kara düşünmeye başladık, birden aklıma bir fikir geldi. Atmaca dergisindeki karikatürlerin balonları o zamanlar film maliyeti olmasın diye aydıngere yazılır, bu aydıngerler de baskıda ayrı bir katman olarak film gibi kullanılırdı. Balonlar ayrıca filme çekilmezdi. Muhittin Abi’nin şaşkın bakışları altında “Sayfanın balonlarını değiştirelim” dedim, “Görüntülere uygun başka bir konu ile espriler bulup aydıngere yeniden yazalım balonları!” Bu sayfayı başka bir sayfa ile değiştirmeye kalksak tekrar renk ayrımı filan yapmak gerekeceğinden buna vakit yoktu. Muhittin Abi “Yapabilir misin?” dedi şüpheyle, “denerim” diyerek sayfayı önüme aldım.
Görüntüde Boğaz kıyısı gibi bir yer. Bir villa, kıyıda bir tekne, bankerden paralarını kurtarmaya çalışan insanlar vardı. Sayfayı incelerken aklıma o sıralar İstanbul’u ziyaret eden ‘Aşk Gemisi’ geldi. Bu tv dizisi o zamanlar çok popülerdi ve konu gereği çeşitli ülkelere giden bu gemi dizinin o bölümünü İstanbul’da çekecekti. Hatta basına, bazı gemi yolcularının Türkiye’den seçileceğini duyurmuşlar ve bu yüzden de dizide rol almak isteyenlerin hücumuna uğramışlardı. Konuyu bulmuştum, birer birer balonların esprilerini değiştirmeye başladım ve yarım saat içerisinde esprileri tamamladım.
Böylece “Ne biçim adamlarsınız siz yahu!” diye söylenen sevgili Muhittin Abi’nin şaşkın bakışları altında sayfanın konusunu ve esprilerini tümden değiştirmiş olduk. Bu sayede sayfanın esprilerini sansürden kurtaramamıştık ama hiç değilse çizimleri ve o çizimlere verilen emeği kurtarmıştık. Her iş bittikten sonra yaşadığımız bu enteresan günün hatırası olsun, benden de bir iz kalsın diye sayfadaki ağacın dibine küçücük ‘Hakan’ diye imzamı attım. Bu arada Cihan ile Ali’nin de bu olanlardan haberi yok. Hatta arkadaşımız basıldıktan sonra dergiyi eline alınca kendi bulduğu esprilerin neden değiştirildiğine bir anlam verememiş. İşin aslını öğrenene kadar kendisine komplo yapıldığından şüphelenmiş ve için için kendini yemişti.
Evrensel Barış çiziyor: Patlatırım lan!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.