Barış Manço ile baş başa
Ortalığı kasıp kavurduğu yıllardı Barış Manço’nun. Şarkıları dillerden düşmüyor, her şarkısı çocuk büyük demeden herkesin diline takılı kalıyordu. Televizyon programları da çok popülerdi; TRT...
Ortalığı kasıp kavurduğu yıllardı Barış Manço’nun. Şarkıları dillerden düşmüyor, her şarkısı çocuk büyük demeden herkesin diline takılı kalıyordu. Televizyon programları da çok popülerdi; TRT...
Merdivenden inenler şaşırarak sağda solda gelişi güzel bekleşenlere bakarlardı. “Hayrola?” diyerek kapıdaki görevlinin yüzüne baktıklarında ise; “Oğuz Bey’e gelmişler” derdi görevli başını öne eğip hafifçe...
Belki de adım bile değildi. Bir minibüs kuyruğunda beklerken vakit geçsin diye aldığım Gırgır dergisinin ikinci sayfasında ‘Her pazartesi karikatürlerinizle birlikte bekliyorum’ diyordu. Uzun süredir...
Bu işle uğraşanlar bilir, o dönem karikatür ustaları ‘Horozlu tarama ucu’ denilen uçları kullanırlardı. Bunları edinmek de o kadar kolay değildi.
O sırada çok ilginç bir şey oldu, ‘Kader ağlarını örüyor’ derler ya, aynı onun gibi, Orhan Abi Hıbır’a transfer oldu.
Çok yorulmuş ve sıkılmıştım. Hiç bir anlam veremiyordum, çizdiklerimin hepsi birbirinin aynısıydı zaten. “Hayır, şöyle yap!” diyordu, o da benimkinin aynısıydı.
Tarih 20 Mart 1982, SES Dergisi Atmaca Mizah Eki’nin panorama sayfası. Akşam saatleri, dergi hemen hemen bitmiş baskıya gönderilmek üzere… Arkadaşlarımız Cihan Demirci ve...
Bu yazıda lafı kısa tutmaya çalışacağım. Çünkü asıl amacım yaklaşık yirmibeş yıl önceye ait iki sayfadan oluşan bir maketi ön plana çıkararak o yıllara ait...
Böyle günlerden birinde Galip, kalkmak üzere olan bir Avrupa trenine bakarak "Şimdi şu trene atlayacaksın, nereye gidiyorsa oraya kadar gideceksin" dedi.
[zombify_post]