Ay: Kasım 2020
-
-
Severim sinemayı
Bu sefer arayan Gökhan’dı. Gülmekten konuşamıyordu it. Gülme arası zamanları uzayınca fırsat bulup gıyabında ettiğim küfürleri kendisine de ilettim ayrıntılı biçimde
Öğrenciydim o zamanlar. Üniversitede. Her lise öğrencisinin hayali olan “üniversiteyi ailesinin olmadığı bir şehirde okuma” hayaline kapılmadım hiç. Zaten liseyi yatılı okuduğum için ailemden yeteri kadar ayrı kalmıştım ve bu durumun hiçbir artısını görmemiştim. On dört yaşında evden ayrılıp bütün donunu, gömleğini kendin yıkayınca (o zamanlar çamaşır makinesi yoktu yatılı okulda) anlıyorsun ailenin önemini. Başında... -
Serdar Kar’dan organik işler
-
Kederli gözler
Ellerinde paten olan pembe yanaklı kızar da hoşuma gider. Ya da tişört giymiş, spor ayakkabılı, hoplayıp zıplayan kızlar da.
Neşeli insanları severim ben. Parıldayan gözler, çınlayan kahkahalar, gürültülü konuşmalar, bağırışlar hoşuma gider.Ellerinde paten olan pembe yanaklı kızar da hoşuma gider. Ya da tişört giymiş, spor ayakkabılı, hoplayıp zıplayan kızlar da.Hüznün, kederin, “ah, oh, tanrım, oy” falan gibi melankolik şeylerin olduğu şiirleriyse sevmiyorum.Hatta biliyor musunuz, birisi kederli bir şeyle övününce de güleceğim gelir; ya da... -
Alman doktorun objektifinden: 1930’lu yıllardan daha önce görmediğiniz 30 kadın portresi
Nazizmin yükselişinden kaçan Yahudi çocuk doktoru Albert Eckstein, 1935 yılında yeni cumhuriyetin daveti üzerine ülkemize geldi. Ankara Numune Hastanesi’nde Pediatri Servisi Direktörü olarak göreve başlayan...
Nazizmin yükselişinden kaçan Yahudi çocuk doktoru Albert Eckstein, 1935 yılında yeni cumhuriyetin daveti üzerine ülkemize geldi. Ankara Numune Hastanesi’nde Pediatri Servisi Direktörü olarak göreve başlayan Eckstein, ülkemizin dört bir yanında anne ve çocuk sağlığı üzerine araştırmalar yaptı. Aynı zamanda bir fotoğrafçı olan Eckstein’ın, araştırmaları sırasında çektiği fotoğraflar geçtiğimiz günlerde Cambridge Üniversitesi tarafından yayınlandı. Yüzlerce fotoğraftan... -
Halis Dokgöz’ün Karikatür Sergisi açılıyor
Karikatürist ve akademisyen Prof. Dr. Halis Dokgöz‘ün Karikatür Sergisi 9 Aralık’ta Karaköy’de kapılarını açıyor. İstanbul Schneidertempel Sanat Merkezi‘nde 9 Aralık 2020-10 Ocak 2021 tarihleri ve...
Karikatürist ve akademisyen Prof. Dr. Halis Dokgöz‘ün Karikatür Sergisi 9 Aralık’ta Karaköy’de kapılarını açıyor. İstanbul Schneidertempel Sanat Merkezi‘nde 9 Aralık 2020-10 Ocak 2021 tarihleri ve 11-18:00 saatleri arasında ziyaretlere açık olacak karikatür sergisi için Halis Dokgöz, sosyal medya hesabından “İstanbul Schneidertempel Sanat Merkezi’nde karikatür sergimize bekliyoruz. 9 Aralık 2020-10 Ocak 2021 Karaköy İstanbul, saat11-18:00 arası... -
Bir Sıtkı Olçar öyküsü: Babamı Alan Martı
UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi ödüllü sıra dışı çini ustamız Sıtkı Olçar’ın vefatının 10. yıldönümünde, kızı Kübra Olçar Erden’in babası anısına kaleme aldığı Babamı Alan Martı...
UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi ödüllü sıra dışı çini ustamız Sıtkı Olçar’ın vefatının 10. yıldönümünde, kızı Kübra Olçar Erden’in babası anısına kaleme aldığı Babamı Alan Martı kitabı okurlarla buluştu. Dünyaca ünlü çini sanatçısı Sıtkı Usta’yı kızının gözünden anlatan Babamı Alan Martı’da, ustanın anılarında dile getirdiği öyküler de yer alıyor. Çini sanatına farklı bir boyut kazandıran Sıtkı... -
En gerçek hikâyeler: Sophocles
-
Basit objelerle müzik yapmak: Gören Kulaklar İçin
Arter, “Gören Kulaklar İçin” başlıklı ses atölyesiyle 12 yaş ve üstü katılımcıları bir kez daha bedenlerini kullanarak ses çıkarmaya ve evde bulunan basit objelerle müzik...
Arter, “Gören Kulaklar İçin” başlıklı ses atölyesiyle 12 yaş ve üstü katılımcıları bir kez daha bedenlerini kullanarak ses çıkarmaya ve evde bulunan basit objelerle müzik yapmaya davet ediyor. Amy Salsgiver ve Nihal Saruhanlı tarafından yürütülecek “Gören Kulaklar İçin” atölyesinin ikincisi, 6 Aralık Pazar günü saat 11:00’de düzenlenecek. Çevrimiçi ortamda gerçekleşecek atölyenin sonunda katılımcıların üreteceği ses... -
Ah Maradona ah!
Gary Lineker, 86’da Maradona’nın İngiltere’ye attığı ikinci gol için, “İlk defa sahada rakibin attığı bir golü alkışlamak istedim” diyordu.
“Hani rüyalarda olur ya… Bir türlü hızlı koşamazsınız. Bir türlü yetişemezsiniz”. 1986 Dünya Kupası çeyrek finalinde Maradona’nın kendi yarı alanında başladığı driplinge bir türlü yetişemeyen İngiliz Peter Reed’in cümleleri bunlar.Reid yetişemedi Maradona’ya.Nice ünlü futbolcu yetişemedi.Ve hatta yaşam hızına da yetişemediler.Başkalarının 90 yıla sığdırabildiğini o, 60 yıla sığdırdı.Tarihte bir futbolcunun büyük bir turnuvada gösterebileceği en büyük...