DOLAR

34,3869$% 0.47

EURO

36,8522% -0.6

STERLİN

44,4374£% -0.14

GRAM ALTIN

2.968,04%-0,25

ONS

2.684,98%-0,72

BİST100

9.184,82%2,67

İmsak Vakti a 06:08
İstanbul HAFİF YAĞMUR 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Yedikleriniz Davranışlarınız Olur (Psikolojik açıdan)

ad826x90
ad826x90
ad826x90

Yediklerimiz iki şekilde davranışlarımız olur; yeme eylemlerimiz ve yiyeceklerimizin içerikleri bakımından. Yani yeme eylemi ve bunun protokolü de, psikolojik açıdan davranışlarımızla, yediğimiz yiyecekler kadar etkileşimdedir. 

ad826x90

Ünlü gurme ve gastronominin temellerini attığı kabul edilen Jean Anthelme Brillat-Savarin “Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” der. Bunun tersi olan “Bana ne yemediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” de, kişi hakkında oldukça ciddi ipuçları verebilir. Çünkü genelleme yaptığımızda, yediklerimiz üzerinde dinin etkisi, kültürün etkisinden daha fazladır. 

Yenilenlerin yanında, yeme şekli yani eylemin kendisi de gösterge haline gelip, psikolojik baskı için kullanılabilir. Çatalı sağlakken sol elle, solakken sağ elle tutmak, köyle bağları iki nesil önce kopmuş olmasına rağmen yer sofrasına oturmak, masaya kişi sayısından az bardak koymak, tabak kullanmak yerine tencereden ya da güveçten toplu halde yemek, masada çatal yerine çubuk bulundurmak gibi.

Yenilenlerin ve yeme şeklinin, yeni ulaşılan ortam, sınıf, makamın gerektirdiği davranışlara uyum göstermesi zorunluluğu da, kişide psikolojik gerilim yaratan öğelerden biridir. Bu konudaki değişim, o anda bulunulan konumdan ayrı olarak, değişimi göstermesi gereken kişinin karakteri ve kendisiyle barışıklığı ile orantılı olarak farklılaşabilir. 

ad826x90

Sadece o gün için protokolde bulunması gereken birinin yıllardır alışık olduğu yemeğin yanında soğan kırma ritüelini terk etmesinden farklı bir durumdan bahsediyoruz. Geçilen sınıfın, makamın, ortamın standartlarına uyum sağlamaya çalışılmasından. Konu, ekonomiden çok görgü ile ilişkili olduğundan hayli çetrefilli bir süreç. Konunun en vurucu noktalarından biri de pek tabii ki yemek, yemek alışkanlıkları ve prosedürler.

ad826x90

Hızlı yer değiştirmeler ve sınıfsal atlamalar konusunda yurdumuz cennet niteliği taşıyor. Yine bu yüzden yurdumuzda, ekonomik olarak hızlı sınıf atlayanların büyük çoğunluğu, kendileri gibiler için açılan, yiyecek kalitesinden çok estetikten uzak bir lüksün sergilendiği, pahalı ama yiyecek olarak kendilerinin kısıtlı damak tatlarına tanıdık ögeler bulunduran yerleri tercih ederler. Kendileri gibi misafirlerini rahatça ağırlayabilecekleri, para harcadıklarını gösteren ama harcanan paranın yemeğin kalitesi ile birebir ilişkisinin olmadığı yerleri. Zaten yemeğin kalitesini ölçebilecek yetileri de olmadığından birkaç popüler kişinin pohpohuyla “in” olan bu mekanlarda bolca fotoğraf çektirerek yeni sınıflarını, statülerini sağlamlaştırmaya çalışırlar. Bu da yemek yenilecek yerler konusunda iyi, farklı ve özellikle de otantik mutfak peşinde koşan lezzet avcılarını İstanbul’da bile zorlar hale getirir. 

Sınıf atlayan grubun zeki olanları, sofra düzenine ve yiyeceklere alışık olmadıklarını düşündükleri toplantılara tok gelmeyi tercih eder. Böylelikle özel dikkat ya da prosedür gerektiren bilmedikleri ya da yememeyi tercih ettikleri yiyecekleri şu ya da bu nedeni öne sürerek es geçme şansına sahip olurlar.

Yemekle ve onun prosedürleriyle başa çıkma çabası, erkle orantılı olarak farklı noktalara gidebilir. Bazıları, erki ele geçirdiklerinde, geldikleri yer için kendi hayallerinde kurdukları standartları uygulamaya başlar. Kişinin bilmediği bir ortamı, fantezileriyle süsleyerek kendisine göre olması gereken duruma getirme çabaları, o kişiye psikolojik tatmin sağlarken, ortamı ya da gelenekleri bilen kişileri güldürecek pek çok malzemeyi de ortaya çıkarır. 

Bir başka grup ise “dokunanlar”dır. Bunlar gerekirse günlerce yarı aç gezerek ait olmadıkları kültürel, sosyal ya da ekonomik ortamların mekanlarında tabak resmi çekerek instagrama koyar ve gelen beğeniler sayesinde psikolojik tatmine ulaşırlar.

ad826x90

İşinizin üstünüzde yarattığı baskı da yeme hızınızı dolayısıyla davranışlarınızı değiştirir. Örneğin doktor vb zamana karşı yarışması gereken bir meslekteyseniz (özellikle Türkiye için) hızlı yemek yemek zorunluluk olur.  Bu da sizin yediklerinizi etkiler. Hızlı atıştırabileceğiniz yemeklere yönelirsiniz, prosedürü az olan yemeklere. En azından iş saatleriniz içinde tavuk balığa, döner tavuğa baskın gelir. Bir süre sonra da tercihlerin alışkanlık haline gelmesi kaçınılmaz olur.

İftarlar bu ülkedeki en önemli yemek ritüellerinden biridir. Ramazanda şirketler, belediyeler, kamu kurumları, hayırseverler, herkes ama herkes iftar verir. Bu ayda kimse kimseyi yemeğe davet etmez, herkes diğerini ya da diğerlerini iftara davet eder.  Yıllar içinde, iftara gelenlerin hemen hemen hiç birinin oruçlu olmadığı iftarlarda bulunmuşsunuzdur ama bu iftara davet geleneğini değiştirmez. Öyle ki, yemek bir anda davranış haline gelir, iftarda bulunup oruçlu olmayan herkes vicdanında yalancı, ahlaksız, ikiyüzlü olmanın psikolojik yükünü taşır. 

Yemeklerle baskı yapıldığı muhakkak. Zengin sofraların, lüks malzemelerin vb yarattığı baskı zaten herkesin aklına gelen şeyler ama bunun dışında yiyecekler, yiyenler tarafından bir başkaldırı aracı ya da gösterge olarak da kullanılır. Bu yöntemi kullanan kişilerde, yenilenle davranışlar arasında ciddi bir ilişki vardır. Yiyecek, bir gösteri objesi olarak göze sokulur, onunla mesaj verilir. Bu yiyecek hurma da olabilir, vejetaryen köfte de, bacon da.

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Bitkilerin basit öğretileri 1

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.