DOLAR

34,8030$% 0.33

EURO

36,9908% 0.48

STERLİN

44,5894£% 0.5

GRAM ALTIN

2.948,65%0,49

ONS

2.640,05%0,35

BİST100

10.083,59%1,49

Akşam Vakti a 17:43
İstanbul AÇIK 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Türkiye’de bir yer ya da bir yiyecek tavsiye etmek?

ad826x90
ad826x90
ad826x90

Yemek konusuyla ilgilendiğim için bana sık sık sorulan bir soru vardır; Nerede ne yenir? Buna genelde cevap vermem çünkü Türkiye’de nerede ne yeneceği hiç belli olmaz. Bir yer adı duyulduktan en fazla 6 ay içinde işin cıcığını çıkartır, kaliteyi düşürür. Neredeyse genel kuraldır bu. 

ad826x90

Kalitenin bozulmasının bir haklı bir de haksız sebebi vardır; Malzeme fiyatları çok hızlı artar ki, -Türkiye’de çok sık yaşanan durumdur- ister istemez müessese daha önceki fiyat/kalite dengesini koruyamaz. O zaman önünde iki yol vardır; “Kol gibi”ye gitmek ya da kaliteyi düşürmek. Eğer kendinden eminse, “kol gibi”ye gider. Bu onun hakkıdır, buna laf denmez ama geneli kaliteyi düşürür, şanslıysa o kaliteye uygun müşterileri bulur, şanssızsa bir bakarsınız, orası telefoncu olmuş.

“Kol gibi”ye giden bir başka grup daha vardır. Bu grup tam “volici”dir. Adı bir lokma duyuldu mu hemen malzemeyi değiştirir, işin ucuzuna gidip mümkün olduğunca balyalamaya bakar. Hatta ona ad kazandıran aşçısına verdiği para bile gözüne batmaya başlar ve genelde aşçısını elinden kaçırır. Artık ünlü olmuştur ya, aşçı önemli değildir. Aşçısını geri almak ya da daha iyisini bulmayı önemsemez, sınıf atlamaya çalışır. Taşınır ya da sağı solu dandik, kendi görgüsüne göre “muhteşem” mobilyalarla döşer, göz boyamaya çalışır. Yaklaşık bir 6 ay da bu göz boyama sayesinde yaşar, çünkü o dönemde de damak zevki olmayıp, oradan buradan bir şeyler duyup, millete hava atmaya çalışan rantör takımı gelir oralara. Sonra “O da bozdu” nidaları arasında düşmeye başlar. Düşüşten çevirebilen nadirdir. 

Bazısı da “kaz kadar yumurtlamaya çalışırken” bir tarafını yırtar. Kendisi aşçıdır, iyi de aşçıdır ama günde topu topu 50 bilemedin 100 kişiye hizmet verebilecek kapasitededir. Hemen yandaki dükkanı da alır. Artık işe yetişemez. Akrabadan ya da etraftan en ucuzundan birilerini işe koşmaya başlar. Beklenen sonuç gerçekleşir, kalite ister istemez düşer ve bilinen hikâye sonuna gidilir.

ad826x90

Ha, bu sadece lokantalarda mı olur? Hayır tabii ki. Bisküvisinden zeytinine, çikolatasından peynirine Türkiye’de üretilen her şey için geçerli bir kuraldır bu. Gâvuru da kısa süre içinde bu kurala uymaya başlar. Anında içerik değişir. Türkiye’de üretilen ve satılan gâvur malı yiyecekleri  içecekleri orijinalleriyle karşılaştırın, farkı kolaylıkla görürsünüz. Türkiye’de kural şudur; Yeni bir şey mi çıktı, deneyin. Eğer damağınıza uygun bir şeyse, ilk üç ay içinde tüketebildiğinizce tüketin, hevesinizi alın. Hele de bol bol reklamı yapılıyorsa 3. aydan sonra en fazla “eh işte” lezzetinde olacaktır.

ad826x90

Paketli gıda söz konusu olunca bir de etiket cambazlıkları başlar. O içindekiler kısmında yapılan hokkabazlıkları anlatmaya kelime yetmez. En son büyük hokkabazlık palm yağını bir sözlük oyunu ile hurma yağı diye sokuşturmaktı. Her türlü katkı malzemesi adı kötüye çıkınca başka bir adla yerleşir etikete.

Çocuğunuza meyve sulu diye aldığınız çoğu içecekte meyve oranı %1 bile değilken, hayatımız “doğala özdeş aromalı” yiyeceklerle “mış gibi” geçerken belki de bir kalite standardını beklemek lüks. Her şeyde olduğu gibi yiyecek içecek konusunda da kalite ve standart, hayatımızdan “mış gibi” yaparak geçip gidiyor.

www.kuzubudu.com
Twitter: @kuzubudu

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Zengin: Borsadan kağıt alıp satar. Yoksul: Çöplükten kağıt toplar satar

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.