1998 Sivas… Kızımız dünyaya geldi. Ertesi yıl güneşin üşüdüğü, doğduğum şehir Ardahan'ın Göle ilçesine ikinci şark görevimi yapmak üzere tayin oldum.
Akşam saat 18'den sonra insanlar evlerine kapanır, in-cin sabaha kadar sokaklarda top oynar Göle'de. İklimi yaz olmasına rağmen gece yorgansız yatılamayacak kadar serin, kış aylarında ise her gün kar, boran; tipi yüzünden donma tehlikesi geçirecek kadar soğuk olurdu.
Bir nisan günü lojmandan işe gitmek için evden çıktığımda, termometrede -23 dereceyi gördüğümde içim içime sığmamıştı, "Bugün hava ne kadar güzel" diye sevindiğimi hatırlıyorum -45'lerden sonra. Araban varsa mayıs ayında karların erimesini bekleyeceksin, görmek için…
Yazın hafta sonları bol bol pikniğe gidilirdi. AVM gibi elli metrekare dükkanlarda her şey satılsa da Erzurum'a alışverişe, gezmeye gitmek en büyük sosyal aktivitemiz olurdu.
Lojmanlar bölgesine yaptırdığım salıncak, tahterevalli, elle çevirmeli yatay dönme dolap, kaydıraklı çocuk parkında, hafta içi mesaiden sonra, hafta sonları ise sabahtan akşama kadar kızımla zaman geçirirdik. Kışın da bol bol kızakla kayar, kardan adamlar yapardık evde geçirdiğimiz zamanların haricinde…
Bir hafta sonu, lojmanlar bölgesindeki gazinoya kızımla birlikte girdiğimde eşim ve arkadaşlarından oluşan subay-astsubay eşleri tarafından alkışlarla karşılaştık. Mayıs ayının ikinci haftasıydı, “Yılın Annesi” seçilmişim. Orada geçirdiğim 3 yıl boyunca yılın anneliğini kimseye kaptırmadım.
Kızım mı? Geçen yıl Sabancı Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğini burslu bitirdi. Yakında Münih'e yüksek lisansa gidecek gurur kaynağım.
0 Yorum