DOLAR

34,9739$% 0.16

EURO

36,7420% 0.28

STERLİN

44,1241£% -0.32

GRAM ALTIN

2.974,72%-1,04

ONS

2.647,78%-1,18

BİST100

10.125,46%0,66

Akşam Vakti a 17:43
İstanbul AZ BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Taş yürekli

ad826x90
ad826x90
ad826x90

Geçenlerde biri bana uğrayıp acıklı hikâyesini anlattı. Benden bu konuyla ilgili bir hikâye yazmamı rica etti.

ad826x90

Ama hikâyesi beni allak bullak etti. İlkin bu konuda bir şey yapmayı reddettim; çünkü doğrulatmadan yaza­mazdım.

Ne var ki bu olayı doğrulatmak, göreceğiniz gibi, müm­kün görünmüyordu.
Ama yolunu buldum; bu hikayeyi insanların soyadla­rını anmadan anlatacağım. Eğer doğruysa bu işin suçlusu ahlaken altında ezilsin.

Olay şöyle:

ad826x90

Küçük bir kurumun müdürü hafta sonu arifesinde, kurumun tedarik dairesine, ertesi gün ailesiyle birlikte daça­ya* gideceğini, bu yüzden eşyalarını taşımak için bir kamyon gerektiğini söyledi.

ad826x90

Dairenin yöneticisi tatlılıkla, müdürün ricasını verine getirme ihtimalinin çok zayıf olduğunu açıkladı. İki kamyon onarımdaydı, biri yol inşaatına verilmişti, dördüncü­süne gelince, daha mayıs başında ertesi gün için muhasebe­ci M.e tahsis edilmişti. M. de daçaya eşya taşıyacaktı.

Konuşma başka İnsanların önünde olmuştu, bu yüz­den müdür, öfkesini belli edecek bir şey yapmadı; ama yabancılar odadan çıkınca müdür küfretti, yöneticinin üzerine atıldı; bir yandan da müdürün sözlerinin rica değil talimat olduğunu, eğer kamyon yarına hazır olmazsa beriki Allah’ın belasının pılısını pırtısını toplayıp işten ayrılmasını söylüyordu. Ayrıca da ekledi: onun bu başına buyruk tavırlarından, masalara ve sandalyelere abanmasından ve bütün bu saygısızlığından bıkmıştı; nihayet onun da, başka kurumlarda çalışan emsalleri gibi çalışmayı öğrenmesinin zamanı gelmişti.

Dairenin yöneticisiyle geri adım atmadı. Müdüre şöyle dedi:

“Ben saygımıkaybetmem. Masa ve sandalyelere abanmaya gelince, sizinle tamamen hemfikirim, bu benim bir eksikliğim. Ama sizin kaba küfürlerinizin ve tehditle­rinizin benim bu halimle bir ilgisi yok. Eğer eski düzen­den bir insan olsaydınız, çalışanlarla bu tarz bir ilişki anlaşılabilirdi. Ama siz proletaryadan geliyorsunuz, bu yüzden de son zamanlarda konuşmanıza hakim olan bu paşa havası nereden çıktı, anlamıyorum. Ben bütün tali­matlarınızı itirazsız yerine getirdim. Sizin iffetli eşiniz resmen benim arabadan inmek bilmiyor. Ama ben size bununla ilgili hiçbir şey söylemedim. Çünkü amirimin ya da onun eşinin iffetine halel getirecek bir şey yapmak bana yakışmaz. Gerçi öte yandan, hanımefendilikten vazgeçip misafirliklerde sürtüyor, şoförü de kuru ayazda bekletiyor. Ancak, size vermek için veremli muhasebeci­yi çiğneyip almam gereken kamyona gelince; bunu kesin­likle kabul etmiyorum ve kurşuna da dizseniz yapmaya­cağım.”

ad826x90

Bu sözler müdürü kudurttu. Neredeyse bağırarak dedi ki:

“Nerede ve kim olduğunu unutmuşsun, küstah seni! Ancak sen amir ben de astın olsaydım, bana bu lafları ede­bilirdin. Seni bu kurumdan kesinlikle kovacağım. O zaman aramızdaki farkı anlarsın.”

“Nasıl kovacakmışsınız, bakalım,” dedi dairenin yöneticisi. “Suç işlemedim ben, vicdanım da tertemiz. Beni çıkarmanız öyle kolay değil, çünkü çalışanların gözünde bunun için hiçbir nedeniniz yok.”

“Sen bunun için hiç tasa etme,” dedi müdür. “Nasıl koşa koşa geleceksin bana, göreceğiz. “

On gün geçti. Ortalıkla fol yok yumurta yokken müdür ansızın, dairenin yöneticisine, tedarikteki eksiklikler ve düzensizlikler yüzünden sert bir uyarı verdi.

ad826x90

İki hafta daha geçti. Daha birinci darbenin etkisini atlatamamış olan yönetici, işteki sorumluluklarını yerine getirmediği gerekçesiyle görevlerinden azlledildi.

Şaşkına dönen daire yöneticisi bölge komitesinden sendikaya, sendikadan halk mahkemesine koşturmaya baş­ladı. Herkese, herhangi bir ihlalin olmadığını, sorumsuzlu­ğun söz konusu olmadığını, tersine, işleri yoluna koymak için fazlasıyla düzenli olduğunu göstermeye koyuldu. Bununla, işletmeye ait malların kendinden önce hor kulla­ nıldığını ima ediyordu. Dahası, kuruma daha fazla gerekli olan şeyleri temin etmek için bir atla koşumlarını da satmış­tı. Bütün bu işler müdürün kişisel kininin eseriydi.

Ama bu ürkek sözleri, bir sürü laf kalabalığı, dosya ve klasör girdabında yitip gitmişti.

Öte yandan öfkeli müdür, sendikaya bir dilekçe vere­rek, kendisi açısından herhangi bir düşmanlığın söz konu­su olmadığını, dairenin yöneticisine sadece bir kez bağırdı­ğını, bunun da çalışmasından duyduğu rahatsızlık yüzün­den olduğunu belirtti.

Üstelik müdür bir de daire yöneticisinin iki defa kendi kişisel kullanımı için kurum hesabından lastik satın aldığına dair hesaplar ortaya koydu. Yönetici bağıra bağıra, bunun zorunluluk yüzünden ve müdürün rızasıyla yapıldığını söylese de bu olay, kaderinde tayin edici bir rol oynadı. Müdürün yönetici hakkındaki işten çıkarma talimatname­si kaldırılmadı, yalnız daha basit bir iş bulabilsin diye hafifçe yumuşatıldı.

Yönetici hesabını kapatmak için muhasebeye gider­ken tesadüfen onunla koridorda karşılaşan müdür dedi ki:

“Ee, köpek, aldın mı boyunun ölçüsünü?”

Yönetici, yumruklarıyla müdürün üzerine atılmamak için kendini güçlükle tuttu ve derin bir hor görüyle ona bakıp çıktı.

Sonra da bu olayı hikâye etmem ricasıyla bana geldi. İşte, hikâye karşınızda. Buyurun size, bürokrasinin bir sonucu. Bütün bunlar müdür tarafından öyle bir incelikle ve soysuzlukla yapıldı ki, bir şey kanıtlamam mümkün değil. Yüreği yosun tut­muş olan bu bürokrat omuzlarını silkip her şeyi inkar edecektir.

Sadece bir sosyalizm düşüncesi ve yoldaşça dayanış­ma, bu bürokratizmle kavgaya girişebilirdi.

Diyeceğim, eğer müdür hakkında anlatılanlar doğ­ruysa, bu hikâye hesap sormanın vesilesi olsun.

(1937)

* Müstakil yazlık ev

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Mehmet çiziyor: Zombi oldun, kahveden kopamadın!

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.