34,7581$% 0.06
36,6210€% 0.21
44,1527£% 0.27
2.963,01%0,43
2.651,86%0,38
9.886,05%0,60
Maden ocağında çalışıp da yolu sıhhiyeden geçmeyen olmaz. Yolda yürürken her an ayağınızın burkulma ihtimali vardır. Tavandan kavlak (kaya parçası) düşmesi, alçak yerlerde direk başı keserken baltanın ayağına kaçması, lamba asidinin deriye değmesi, göze taş tozu kaçması ve bel ağrısı (yerel deyimle beli haşlatma) gibi iş kazaları görülür. Periyodik olarak tetanos aşıları yapılıp, taş tozu hastalığı (pnömokonyoz) takibi için iki yılda bir akciğer röntgeni çekilir. Ama ağır malzeme kaldırmadan dolayı gerçekleşen bel ağrısı, gürültüye bağlı işitme kaybı, kas iskelet rahatsızlıkları, astım, cilt kanseri benzeri hastalıklar iş kazası olarak değerlendirilmez.
Önceki yıllarda, Zonguldak kömür havzasındaki maden ocaklarında üretim panolarına yakın olan ana galerilerde ve ara katlarda ahşap sıhhiye odaları bulunurdu. Buralarda askerliğini sıhhiye olarak yapmış kazalıya ilk yardım yapabilecek yetenekte olan madenciler çalışırdı. Sıhhiye odasında bulunan telefon ile madenin tüm katları ve yer üstündeki teknik personelle haberleşme yapılırdı. Yani bir anlamda sıhhiyeciler, ocak içinde ana santrale bağlı haberleşme görevi de üstlenmiş oluyordu.
Sıhhiye odalarının üretime yakın yerlerde olmasının nedeni ilk yardım kursu almış tecrübeli madencilerin kazalıya ilk müdahaleyi yapabilmeleriydi. Kazalıyı rapor edip kırık yerlere atel yapmak, basit müdahalelerle kanamayı durdurup kazalıyı yerüstüne kadar rehberlik etmek sıhhiyenin göreviydi. Sıhhiye odasında yangın söndürücü, sedye, battaniye, tentürdiyot, gazlı bez, makas, oksijen, atel, pulmatör gibi ilk yardım gereçleri bulunurdu. Bunların yanında bir de sıhhiyenin cami şadırvanlarından hayrına doldurduğu plastik içme suyu bidonları vardı. Gündeme ait siyasi söylemler, sendikal propagandalar, muhtarlık çekişmeleri ve işletme dedikoduları (mühendis atamaları) buralarda konuşulurdu.
1945 yılında 2. Dünya Savaşı’nın bittiği, 2. Mükellefiyet döneminin devam ettiği yıllarda Gelik Ocak Dispanseri’nde çalışmış hekim Hulusi Dosdoğru‘nun işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda gözlemleri hala güncelliğini korur. Dosdoğru gözlemlerinde “Ocaklarda hekim gözetimi altında ilkyardım istasyonlarının kurulup geliştirilmesinde çok gecikilmiştir. Kâğıt üzerinde, ocak içindeki bazı kör galeriler, işe yaramaz ambar kalıntıları ilkyardım istasyonları gibi kalemle işaretlenmişti. Ocak içinde ilkyardım istasyonları usulüne göre kurulup personel yetiştirmelidir (1) diyerek bugünkü sıhhiye odalarını işaret eder. Kamu madenciliğinde ocak içinde sıhhiye odaları, ocak dışında da işyeri hekimliği sistemi tam olarak uygulamaya konulmuştur ama hala bu tür uygulamalardan uzak kalan birçok özel maden ocakları vardır.
1994 yılında SSK (Sosyal Sigortalar Kurumu) kazalının bedelini kazanın sorumlusuna rücu etmeye başlayınca (2) kazalıların sıhhiyede verdikleri ilk ifadeler önem kazandı. Daha sonra müesseselerdeki iş güvenliği şube müdürlüklerine bağlı kaza takip mühendisleri görevlendirildi. Özel hukuk bürolarının kaza dosyalarını takip edip işvereni mahkemeye verilince bazı avukatlar tarafından iş kazaları kazanç kapısına dönüştü. İşveren kazanın sorumluluğunu almayınca, SSK giderleri kazalının en yakınındaki ustaya, çavuşa, mühendise veya kazalının kendisine rücu edildi.
Kaza raporları, kömür havzası emek tarihini inceleyen araştırmacıların ilk başvuracağı yerlerdir. Ayrıntılı olmasa bile kaza raporlarının maden mühendislerince tutulmalarına 1870’li yılların sonlarında görürüz. Tarih araştırmacısı Donald Quattaert bir makalesinde “1870’li yılların sonlarına doğru kaza raporları giderek daha ayrıntılı hal almaya başladı. Bu raporlar olayların mahiyeti hakkında olduğu kadar ortaya çıkışında kimin sorumluluğu olduğu konusunda da daha fazla bilgi vermektedirler. Bu raporlar ayrıca kazazedelerle ve daha sonra görgü tanıklarıyla ilgili birebir kişisel bilgiler de sunuyorlar. (3)” diyerek 1800’li yılların sonlarındaki emek tarihi hakkında bilgilerin kaza raporlarından elde edildiğini vurgular.
Günümüzde kamuya ait ocaklardaki sıhhiye odaları briketten yapılarak daha temiz ve güvenli hale getirildi. İçindeki sağlık malzemeleri de zamanın ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde modernleştirildi. Daha sonraları yenilenen yönetmelikler gereğince geleneksel sıhhiyecilerin yerine ATT (Acil Tıp Teknisyenleri) işe alındı. Kuruma bağlı her bölgenin bacaağzında işyeri hekimlikleri açıldı. ATT’ler müessesenin işletme iş güvenliği başmühendisliğine, hekimler ise OSGB’ye (Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi) bağlandı.
1-Sağlık Açısından Maden İşçilerinin Dünü Bugünü. (BDS Yayınları) Dr Sabire Dosdoğru-Dr Hulusi Dosdoğru
2-Benim Adım Amelebirliği. (Zonguldak Kömür Jeopark Yayınları.) Ekrem Murat Zaman
3-Osmanlı İmparatorluğunda Madenciler ve Devlet. ( Boğaziçi Üniversitesi Yayınları) Donald Quattaert.
(Fotoğraflar: Alaaddin Kara)
Madenci faytonları
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.