34,7603$% 0.11
36,5394€% 0.12
44,0379£% 0.19
2.947,85%0,16
2.641,13%0,17
9.681,11%0,30
Geçen bir gün köyün yegâne sayfiyesinde (Kadıköy – Papazın bağı) oturuyordum. İçeriye kıvırcık saçları şaha kalkmış, baş açık, yalınayak, pir piri kıyafet bir zenci girdi. Yaklaştıkça tanır gibi oldum. Birkaç adım daha atınca siyahi yüzü arasında parlayan iri gözlerin akından gözümü kaydırıp koltuk tarafına baktım ki bir torba duruyor. Artık kim bilmez: Neyzen Tevfik!
– Bu ne hal yahu, yine mi çılgınlık?
Bir müddet bakışları sabit kaldı. Kekeme olmuş gibi dudakları titrediği halde sesi çıkmıyordu.
– Yoksa kuşdili tiyatrosunda Otello mu oynadın?
Teklif ve tekellüften zaten azade olduğu için bir of çekerek yere oturdu.
– Ne oldun Tevfik?
Bu defa söyleyebildi; eliyle göğsüne vurarak:
– İşte merhamet bazen adamın yüzünü kara çıkarır!
– Acayip, kime merhamet ettin?
– Bir boyacı çocuğuna!
– Fakat o sana merhamet etmiş gibi görünüyor…
Başıyla tasdik işareti vererek:
– Ya!..
– Nasıl oldu?
– Nasıl olacak, baktım boyacı “ayna gibi” diye geziniyordu. Acıdım. Tesadüfe bak ki ayağımda potin, kundura da yok! O anda hatırıma geldi. Derhal cebimden bir çeyrek çıkardım. Arkası üstü yattım, “gel yüzümü boya” dedim. Boyadı.
– Bundan ne çıkar?
– Hiç. Kainata bir kere de böyle görüneyim dedim.
Bereket versin mangal üzerinde sıcak su vardı. Biraz da sabun bulduk, ovdu, ovaladı. Epeyce uğraştı. En nihayet eski rengini buldu.
Yanıma geldiği zaman dedi ki:
– Allah’a çok şükür ki böyle bir yüz karam oldu. Ya çıkmazına boyanaydım…
Yurtsuz insanların romanı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.