36,6602$% 0.04
40,0895€% 0.05
47,6628£% 0.09
3.556,18%0,57
3.017,67%0,57
10.783,04%-0,73
Bu hafta herhangi bir kitabı bitiremedim, çünkü elimdeki kitap 500 küsur sayfa… Mater serisinin son kitabı; Dura Mater. İlk iki kitabından önceki yazılarımda bahsetmiştim.
Bu yazımda ise, “Herkes yazsın mı?” konusunu tartışmak istiyorum kendimle…
Redaktörlük yapmaya çalıştığım şu son günlerde elimden kitap olmaya aday dosyalar geçiyor. Hep kitapların basılmış haliyle muhatap olan biri için onları dosya halinde görmek biraz farklı oluyor. Hele ki tarzımın dışındaysa…
Bu durum beni biraz düşünmeye itti; yazmak bir yetenek mi, yoksa çalışmakla mı oluyor? Araştırmalarım sonucunda her gün düzenli olarak bir şeyler yazmaya çalışanların, (istisnalar dışında) zamanla iyi bir şeyler ortaya koyduğunu gördüm. Bunu kendimden de biliyorum aslında… Mesela çok net olarak, benim yazma yeteneğim yok… Yo yoo, hiç yazıyorsun ya demeyin, yazıyorum da bir de bana sorun nasıl yazıyorum…
Sürekli bu fikirde kalmaya çalışarak yazıyorum, daha doğrusu yazmaya çalışıyorum. Yani bir gün bilfiil bilgisayarı açıp (ya da elime kalem-kâğıt alıp) iki satır yazamamış olsam bile, o gün mutlaka zihnimde bir şeyler yazdığımı canlandırıyorum. Veya yazmakla ilgili podcastler dinliyorum, videolar izliyorum… Çünkü yazma yeteneğinin böyle gelişeceğini düşünenlerdenim.
Bir de; “anlatsam roman olur” diye düşünerek, anlatınca roman olmasına gayret edenler var. Bu gayrete saygı duymakla birlikte, belki de şu an yapmaya çalıştığım iş itibarıyla olsa gerek, bunun ilk seferde olmayabileceğini söylemek istiyorum. Mutlaka herkesin hayatında iniş çıkışlar var ve bazılarımızın hayatı gerçekten çok zor. Günümüzde de görüyoruz ki gerçek hayattan alınarak kurgulanan romanlar da çok fazla. Ama zor bir hayat yaşamış olmak demek, ben bunu yazarım demek için yeterli mi acaba?
Kendisi tek satır kurguyu kırk saat yazamayan biri olarak, yazanları kıskandığımdan aslında tüm bu söylediklerim. Her ne kadar hayalim yazar olmak olmasa da güzel kurgu yapabilmeyi isterdim…
Şöyle bir twit görmüştüm; “Ben 160 karakterlik mesajı yazarken bile on kere düşünüyorum ve kontrol ediyorum, siz hangi cesaretle kitap yazıyorsunuz?”
Bu gerçekten cesaret gerektiren bir iş… Anlatsanız roman olur, buna inanıyorum artık ve emeğe sonsuz saygı duyuyorum fakat iki satır yazan herkes yazar mı sanmalı kendini?
Bugünlerde bunları düşünüyorum… Peki, siz ne düşünüyorsunuz?
Sizce, anlatacak bir şeyler bulan herkes roman ya da öykü yazmalı mı?
Sevgiler.
Talha Karaboğa yazdı: Bir şairin ölümü
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.