34,2452$% 0.28
37,6376€% -0.37
45,0841£% 0
2.921,73%0,22
2.653,23%-0,08
9.109,34%2,37
Eserlerini Banksy veya Kaws gibi milyon dolarlara değil, kedi ve köpek mamalarına dönüştüren bir karikatürist, roman yazarı ve sokak sanatçısıdır Mete Arif Tokmak. Sanatını eşitsizliğe, adaletsizliğe ve hayvan haklarına adamış bir aktivisttir de aynı zamanda. Bunca yeteneğine aldanıp cüzdanının akçeli olduğunu düşünmeyin sakın; karın tokluğuna işte… Cervantes’in roman kahramanı Donkişot hayranıdır. Kentin sanayi mirası olarak korunması gereken Merkez Lavuarı’nın yıkımı öncesinde oluşturmaya çalıştırdığı “Kent İnisiyatifi” adını verdiği logonun Donkişot karakteri olması bu nedenledir. “Dergi çıkartamıyorsak da fanzin çıkartırız" diyerek “Dergi Dergi“ adlı fanzini, “Fanzin çıkartabiliyorsak dergi de çıkartabiliriz" diyerek Zonkişot adlı yerel kültür ve edebiyat dergisini yayınlar. Derginin logosu yeldeğirmenine saldırı hazırlığında olan şövalye Don Kişot’tur.
Bir kentin sanat sokağı olması gerektiğine inanan sanat dostlarıyla birlikte hareket etse de kenti yönetenler böyle bir düşünceden oldukça uzaktır. Tüm girişimlere rağmen Sanat Sokağı hayali gerçekleşmez. Yılmaz Erdoğan’ın “Kelebeğin Rüyası” filminde konu edindiği Rüştü Onur, Muzaffer Tayyip Uslu ve Kemal Uluser figürlerini Tevfik Fikret Sokağı’na, Amele Birliği Hastanesi yokuşundaki Paydaş Kültür Derneği’nin duvarına çizer. Genç yaşta tüberkülozdan yaşamını yitiren bu üç şairin figürleri, hatıra fotoğrafı çekilen stüdyo haline dönüşür.
Sonra bu üç şairimiz Maden Şehitleri Müzesi‘nin iç duvarını yer edinir. Kente hâkim bir tepe olan Fransız Mahallesi’nde liman manzaralı bir ağacın dibinde birbirlerine şiir okurlarkenki tasvirleri Mete Arif Tokmak tarafından resmedilir. İki katlı bir kentin ruhuna uygun olarak bu tasvirin altında maden ocağından kömür çeken katırla anlatılmıştır. Müzeyi gezmeye gelenler duvardaki resimlerle fotoğraf çektirmeden gitmezler.
Sanatçı dostu Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın Mete Arif Tokmak’ın duvar resimlerini görmesi ona elini uzatmasına yetmişti. Şimdi Çaycuma’nın duvarlarında, Filyos Kuş Cenneti’nin yok edilişini sorgulayan çizimlerde, Filyos Vadisi’ne yapılacak fabrikaların yörenin ekosistemini bozarak onulmaz yaralar açacağını işaret eden tasvirler öne çıkıyor. Duvardaki çizimlerde yöreye özgü hayvansal ürünlerden, endemik bitkilerden ve antik değerlerden bahsedilerek bölgenin tarım ve turizm politikalarıyla kalkınabileceğini işaret ediyor.
Bartın Akpınar köyü Ferda Çetinkaya Kütüphane’sinin duvarları Mete’nin çizimleriyle daha bir anlam kazanıyor. Yöreyi temsilen çizilen Rıfat Ilgaz ve Barış Akarsu portrelerinin yanına çimenlere uzanmış bir çocuğun dışarı taşan düşlerini görüyoruz. Çocuğun düşleri MATSY düşleri olup Cervantes’in kitabından dışarıya çıkarak yeldeğirmenlerine saldıran Don Kişot olarak karşımıza çıkıyor.
Filyoslu mask ve ahşap sanatçısı Mehmet Türkçelik ile birlikte Kozlu Şırgan köyünde çocuklarla birlikte yaptığı atölye çalışmalarına değinmeden olmaz. Filyos Sanat Buluşmaları, yıllar önce yapılan Zonguldak Sanat Festivallerine katkıları unutulmaz. Halen tatil günlerinde BKM’de devam eden resim atölyesi çalışmaları var. Sergi Odası’nın, kent sınırları içinde bulunduğu ortamda kültür ve sanatın yaygınlaşmasında emek veren sanatın insanlarla buluşması için gönüllü ortam yaratan kişilere verdiği İbn-i Sina ödülünü 2015 yılında Mete Arif Tokmak’ın alması boşuna değildi. O bir sokak ressamı, karikatürist, köşe yazarı, ressam, eğitmen ve Taşra Züppesi romanının yazarı. Heybesinde yayına hazır ikinci roman dosyası olan Ters Dergi çizeri Mete Arif Tokmak; yani bizim MATSY’miz.
Biz onu Banksy gib değil de, evinde beslediği onca kediyi doyurmak için kedi maması peşinde koşan Don Kişotvari bir sokak sanatçısı olarak görüyoruz. Umarım hayalindeki apartman duvarını bulur da fırçasındaki tüm renkleri gönlünce duvara işler.
Denizin heykeltraşı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.