DOLAR

34,9739$% 0.16

EURO

36,7420% 0.28

STERLİN

44,1241£% -0.32

GRAM ALTIN

2.974,72%-1,04

ONS

2.647,78%-1,18

BİST100

10.125,46%0,66

İmsak Vakti a 06:41
İstanbul AÇIK
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Memleket hikâyeleri

ad826x90
ad826x90
ad826x90

Durun hele anlatacaklarım daha bitmedi. Bilmem kaçıncı bölüm devam… 

ad826x90

Biz Adnan’la memleketten arkadaşız. Birlikte büyüdük. Mahallede, bağda, bahçede birlikte oynadık. Köylerimiz Divriği’ye bağlı, yakın köylerdi fakat biz Divriği’nin içinde büyüdük. O kadar çok ortak yanımız vardı ki şaşarsınız. Karikatüre dahi birlikte başladık. Bu uzun süreli arkadaşlıktan artık birbirimizin her şeyini bilir hale gelmiştik. Bir aile gibi, o denli yani…

Tek benzemeyen yanımız yüzümüzdü. Birbirimizin her şeyini bildik, öğrendik, huylarımızın benzediği oldu ama yüzümüz hiç birbirine benzemezdi. Öyle ki uzaktan gören biri bile bizi birbirimize benzetemez, karıştıramazdı. Zaten bu durum da gayet normaldi ve öyle şaşılacak bir  şey yoktu. Sadece biraz sonra okuyacaklarınızı anlamanıza yardımcı olabilmek için bu detayı eklemiş bulunmaktayım.

Adnan, Divriği gazeteler başbayii. Gazeteci Mehmet amcanın vefatından sonra, Gameda ve Hür dağıtım başbayiliği Adnan’ a verilmişti.

ad826x90

Sene, olsun olsun 1985, İstanbul’dan Sivas’a geldim, buradan Divriği otobüsüne bindim. İstanbul’dan, Sivas’a zaten 16 saatte gelmişim. Sivas, Divriği arası 180 kilometre amma o dönem otobüs dört saatte ancak gidiyor.

ad826x90

Yani? Evet, saatte 45 km hızla… Ölümden beter… Bitkinim, yol yorgunuyum ve hatta yıllara dargınım. Otobüslerde sigara içmenin serbest olduğu, hatta zorunlu olduğu zamanlar. Kimbilir gelene kadar kaç paket sigara içmişim.

Gene otobüsteyim. Bitmek bilmeyen bir yolculuk. Neyse, kucağında çuvalla suratsız bir oğlan geldi, yanımdaki koltuğa oturdu. Ne selam, ne sabah… Otobüs hareket etti. Nereden baksan bu suratsız adamla dört saat, hadi erken inerse bilemedin iki, üç saat birlikte yolculuk edeceğim.

Uyumaya çalıştım olmadı. Sağa sola baktım tanıdık kimse var mı diye, o da yok. Bir süre sonra döndüm bu yandaki herife.

– Nerelisin la sen?
– Divriği’nin Yalnızsöğüt köyündenim.
– He mi?
– He.

ad826x90

Gene muhabbet yok. Aklıma Adnan’ın Yalnızsöğütlü olduğu geldi. Bütün aileyi de tanıyorum. Hâlâ da köyde akrabaları var. Aslında belki de ben onun ailesini ondan daha iyi tanıyorum. Zira bir kısım akrabalarıyla görüşmüyor ama ben görüşüyorum.

 Gene döndüm.
– Ben de Yalnızsöğütlü’yüm. Sen beni tanımadın herhalde?
– Bizim köylü olsan seni tanırdım… Kimlerdensin ki?
– Cafoğgil’denim. Ben, Adnan.
– Adnan mı? Ben Adnan’ı eyi tanıyım. Sen Adnan değilsin!
– Tanıysın da niye selam vermiysin? İşinize geleni tanıyorsunuz, gelmeyeni tanımıyorsunuz oğlum!
– Nasıl?
– Bak işte, tanımamazlıktan geldin!
– Yok valla, sen Adnan değilsin?
– Nasıl değilim? Babam Veli, anamın adı Sultan, hocanın kızı, Ali Riza dayım hâlâ köyde. Bir ablam İstanbul’da, Sadık eniştem, amcam, diğer ablam, abilerim…

Sivas-Divriği dört saat. Sivas-Yalnızsöğüt üç saat. En az iki saat aralıksız ben bu çocuğa kim olduğumu (!) anlattım. Sorduğu her tuzak soruyu başarı ile geçtim. Bir de üzerine fazladan onun bilmediği şeyleri anlattım. Kimin duvarı yıkılmış, kim evden kaçmış, kimin ineği kuyuya düşmüş, kim kiminle sınır kavgası etmiş. Ben de kendime şaştım amma oldu bir kere…

Otobüs Yalnızsöğüt köyü durağına yanaştı, durdu. Çocuk çuvalını kucakladı, ayağa kalktı. Durdu, bir kez daha uzuun uzuun yüzüme baktı. Rengi beti atmış bir şekilde “Heeeey kurban olduğum Allah! Bir insan, üç beş ayın içinde bu kadar mı değişir?”dedi.

“Ben ne değişecem oğlum? Siz değişmişsiniz ki işinize geleni tanıyor, işinize gelmeyeni tanımıyorsunuz.” dedim.

ad826x90

Otobüs durakta yolcu alırken çocuk evine doğru çuvalı elinde yürüyor ama gözü otobüste. Bir adım atıyor, bir dönüp bana bakıyor. Adını soyadını öğrendim, koştum Adnan’a durumu anlattım. Ertesi gün gazete almaya şehre geldiğinde Adnan buna sormuş;

– Gene mi tanımadın la beni? Dün o kadar da sohbet ettik, yolculuk yaptık!

Çocukcağız bir travma da orada yaşamış.

Evet gençlik hali… Gençlik yıllarımda, arada kötü şeyler de yaptım. Yalan değil. Ne edem yani? Şimdi bulam da özür mü dileyem?

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Alpay Ocak’tan bir yokluk hikâyesi: Sabri

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.