Zengin: Düzenli olarak check-up yaptırıp doktorlardan durumlarını öğrenirler.
Yoksul: Düzenli olarak bellerini çektirip hayata kaldıkları yerden devam ederler.
Zengin: Makarnayı damak zevkleri için yerler.
Yoksul: Makarnayı tüm aile az parayla doysun diye yerler.
Zengin: Kadınlar her ay saç renklerini değiştirirler.
Yoksul: Kadınlar her ay yedikleri fırçadan renk değiştirirler.
Zengin: En küçük bir arızada eve tamirci çağırır, ustayla zerre ilgilenmezler.
Yoksul: Çok büyük arızada ancak eve tamirci çağırır, ustanın çayını eksik etmezler.
Zengin: İçinde iki kilo yük olan marka sırt çantalarıyla treking yaparlar.
Yoksul: Yirmi kiloluk takım çantasıyla ustanın peşinden çaresizce yürürler.
Zengin: Çocukları önlerindeki yemeğe burun kıvırır, çatalla oynayıp dururlar.
Yoksul: Çocukları önündeki yemeği silip süpürür, "daha yok mu" diye annelerinin yüzüne bakarlar.
Zengin: Çocuklarını bir görevli eşliğinde kafalarında kasklı korumayla midilli atlarına bindirip yavaş yavaş gezdirirler.
Yoksul: Çocuklarını tek başlarına ata bindirip kilometrelerce uzaktaki tarlaya dörtnala gönderirler.
Zengin: Bir yoksulun evine mecbur kalıp girdiklerinde hemen cilt alerjileri nükseder.
Yoksul: Bir zenginin evine kabul edildiklerinde devrimcilikleri nükseder.
Zengin: Çok sevdikleri şarkıyı çalan oktestraya şampanya yollarlar.
Yoksul: Çok sevdikleri türküyü çalan müzisyenlere "vahey vahey" diyerek bahşiş yerine isyanlarını yollarlar.
Zengin: Beş yıldızlı otellerin suitinde ferah ferah tek başlarına kalır, her hizmeti odalarına isterler.
Yoksul: Bir pansiyon odasında on kişi ranza sisteminde kalır, ekmek arası peynir dometes gün geçirirler.
Zengin: Arkadaşlarıyla after party yaparlar.
Yoksul: Arkadaşlarıyla iki party ellibir yaparlar.
0 Yorum