DOLAR

34,3122$% 0.21

EURO

37,2200% -0.48

STERLİN

44,4322£% 0.46

GRAM ALTIN

3.017,79%-0,07

ONS

2.736,14%-0,26

BİST100

8.885,00%0,24

İmsak Vakti a 06:02
İstanbul AÇIK 15°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Ters Dergi
  • Çizgi
  • Şadi Dinççağ: Sanatı sorgulayarak yücelten bir karikatürist

Şadi Dinççağ: Sanatı sorgulayarak yücelten bir karikatürist

ad826x90
ad826x90
ad826x90

Türk karikatürünün büyük ustalarından Şadi Dinççağ bundan tam kırk önce aramızdan ayrılmıştı. İlk karikatürünü yayımladığı 1938 yılından, 1983 yılında gözlerini kapayıncaya kadar geçen sürede çizdiği binlerce karikatürle ardında eşsiz bir miras bıraktı.

ad826x90

Hekim, eczacı ve diş hekimi (üç diplomalı) bir babanın üç çocuğundan biri olan Şadi Dinççağ, 29 Temmuz 1919 tarihinde Bafra’da doğdu. Babasının serbest mesleği bırakıp memuriyete başlamasıyla birlikte Şadi Dinççağ’ın da şehir şehir dolaşma serüveni başlamış oldu. İlköğrenimine Bafra’da başlayıp, İstanbul’da sürdürdü ve sonra tekrar Bafra’da tamamladı. Ortaokula İstanbul Kabataş’ta başladı, Sivas’ta tamamladı. Liseyi ise İzmir ve İstanbul’da okudu. 1944 yılında Yüksek Mühendis Mektebi’nden (bugünkü İTÜ) yüksek mühendis olarak mezun oldu. Meslek yaşamına atılmasıyla birlikte aynı alışkanlığını sürdürdü ve Bakırköy (İstanbul), Tekirdağ, Alifuatpaşa (Geyve), Pamukluova (Sakarya), Mekece (Sakarya), Vezirhan (Bilecik) ve Karaköy’de (İstanbul) çalıştı. Kısa bir dönem “Petek” adlı bir mühendislik bürosu açmış, müteahhitlik işleri yapmışsa da daha sonra büroyu kapatıp yeniden memuriyete döndü. Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü’nde görev yaptığı dönemde Boğaz Köprüsü’nün yapımında da görev aldı.

Şadi Dinççağ İstanbul’da üniversite yaşamına devam ederken, ilk karikatürünü Sedat Simavi’nin Karikatür dergisinde bir lira karşılığında yayımlayarak yaşamında yeni bir sayfayı da açmış oldu. Daha sonra bunu “Akbaba”, “Şaka”, “Sinema Magazin”, “Yıldız”, “Tef”, “Dolmuş” dergileri ve son olarak da Cumhuriyet gazetesinin Ciddiyet sayfası izledi. Yapıtları Tolentino, Üsküp ve Gabrovo karikatür müzelerine alınan Dinççağ, önemli uluslararası yarışmalarda ödüller kazandı. Sarajevo'da “jüri özel ödülü” (1973), Üsküp'te “altın plaket” birincilik ödülü (1974), “Yaban Ellerde Çalışanlar” konulu yarışmada “özel ödül” (1983), yurt içinde ise Çarşaf mizah dergisinin açtığı uluslararası karikatür yarışmasında “özel ödül” ve “Altın Boynuz Haliç” konulu yarışmada da “özel ödül” aldı (1983). 

Şadi Dinççağ 11 Ocak 1983 tarihinde İstanbul’da yaşamını yitirdi.

ad826x90

1979 yılında grafik mizah türündeki karikatürlerinden oluşan “Karikatürler” adlı albümünü yayımlayan sanatçının ölümünden sonra Karikatürcüler Derneği de ustalara saygı dizisinden “Şadi Dinççağ” adlı karikatür albümünü yayımladı (2005).

ad826x90

SANATI SORGULAYARAK YÜCELTEN BİR SANATÇI: ŞADİ DİNÇÇAĞ

Şadi Dinççağ’ın karikatür serüvenine yakından bakıldığında birbirne pek benzemeyen iki dönemi olduğunu görürüz. Birinci dönemi Akbaba’da ilk karikatürünün yayınlandığı 1938’den 1972’ye kadar geçen süreçtir. Dinççağ’ın karikatürleri bu dönemde siyasal/toplumsal konulardan daha çok karı-koca, gelin-kaynana, patron-işçi, hanım-hizmetçi, vb. ilişkilerinin ve belediye-bürokrasi aksaklıklarının durum komiğine dayanan, tema olarak eğlencelik “light” çizgilerdi. Sanatçının bu dönem çizgilerinde de ağırlıklı olarak Cemal Nadir-Ramiz Gökçe izlerini görmek olasıdır.

Dinççağ’ın ikinci dönemi olarak adlandırılabilecek olan çizgi serüveni 1972 yılında, Üsküp’te uluslararası bir karikatür yarışmasına ait sergiyi dolaşırken başlar. Gazeteci Zeynep Oral ile yaptığı bir röportajda, “1972 yılında Üsküp’teki uluslararası karikatür yarışmasını dolaşırken, baktım ki dünya karikatürü bizi çok geçmiş, biz çok gerilerde kalmışız. İşte ben ilk orada ayıldım. Kendi kendime, karikatür nedir, anlamı nedir, nasıl olmalı diye sorular sormaya başladım. Yine bu sergide utancımdan kendi eserlerimi yabancı sanatçılara gösteremedim. Meğer ben yıllardır karikatürün süsü püsüyle uğraşmaktan, meselenin özünü, anlamını kaçırmışım, kaybetmişim.” der. 

70’li yılların ilk yarısını çizgisi ve karikatür anlayışıyla sıkı bir hesaplaşma içinde geçirir. Mart 1974’te açtığı “Bu Yana” adlı ilk kişisel sergisiyle yeni dönemin kıvılcımlarını gösterir. Aynı röportajda, ilk karikatürlerini “kahvaltı edermiş gibi” çizdiğini, oysa yeni karikatürlerini “sonsuz bir coşkuyla” gerçekleştirdiğini belirtir.

ad826x90

Şadi Dinççağ’ı daha çok şeyler yapacağı, Türk karikatürüne farklı boyutlar kazandıracağı erken sayılabilecek bir dönemde kaybettik. Yaşasaydı, kuşkusuz, kendiyle hesaplaşmaya, kendini yenilemeye devam ederken, bizlere de yeni sorular sorduracak, yeni yanıtlar aratacaktı.

YUSUF ZİYA ORTAÇ ANLATIYOR

Bizde yıllar nasıl gelir, bilir misiniz? Sayı ile değil, kilo ile. Şadi de henüz göbeklenmedi ama palazlandı iyice.

Bileği son derece kuvvetlidir. Ölçü yanlışı, perspektif yanlışı bulamazsınız resimlerinde. Tipler “benim” der. Kâtip, kâtiptir. Müdür, müdürdür. İşçi, işçidir. Hanım, hanımdır. Hizmetçi de hizmetçi. İnsan karakterini, birkaç rahat çizgide konuşturur.

Bir süre görünmez. Hiç ummadığın bir günde postacı bir zarf getirir, bir mektup zarfı. Ama o küçücük zarfın içinde dört karikatür, baş karikatür çıkıverir karşıma: İncecik, kâğıtlara çizilmiş. Anlarım ki, bir dağ başında, bir şantiyede, işten bezdiği bir saatte gönlünü dinlendirmiştir Şadi! 

Arasıra, “Şadiciğim, derim, şu mühendisliği ikinci meslek yapsan da karikatürü öne alsan, epeyce geçim sıkıntısı çekersin ama için ne kadar ferahlar.” Sevinçle güler, istekle güler, sahi imiş gibi güler. Sonra bu tatlı gülüş, yavaş yavaş acı bir çizgi olur dudaklarında.

ad826x90

İLHAN SELÇUK ANLATIYOR

Yaşı ilerledikçe sanatı da ilerledi. Kişiliğini karikatürlerine gittikçe yoğunlaşan sanat gücüyle yansıttı. Kişiliğini tümüyle gölgeye çekip çizgilerini bütün güleçliğiyle topluma sunan Şadi’nin alçakgönüllü yaşamı örnek bilgelik karakteri taşır.

Şadi Dinççağ'ın sanatı neydi, ne değildi?

Bu soru ayrıca vurgulanması gereken bir yanıtın aranışı içinde değerlendirilmelidir. Ama hiçbir "iddia" taşımadan kırk yıl karikatür sanatının emekçiliğini yapmış bir insanı yitirdik. Hep güleç yüzlü, hep iyilik dolu, hep kıskançlıktan uzak ve hep üretkendi Şadi... Öylesine doğal bir tutumu vardı ki doğa gibiydi. Var oluşunu öylesine duyurmadan sezdiriyordu ki ancak yitirdiğimiz gün yok oluşunun ne demek olduğunu anladım.

Türk karikatür sanatına Şadi'nin onda biri kadar katkısı olmamış nice kişinin gürültüsü arasında usta Dinççağ kaynayıp gitmesin diye yazdım bu yazıyı...

Keşke O'nu yitirmeden bu görevi yapabilseydim.

TURHAN SELÇUK ANLATIYOR

Asıl uğraşı mühendislikti ama o, “Benim asıl uğraşım karikatürdür” derdi. Tüm dünyası buydu Şadi’nin. Her karşılaştığımızda söz karikatürle açılır, karikatürle kapanırdı. Bu büyük tutku onun bu sanatı yakından izlemesini, yenilikleri önceden sezerek ödün vermeden uygulamasını sağlamıştır. Dinççağ’ın çizgileri bu nedenle hep yepyeni kaldı, “aranırlığını” yitirmedi.


TURGUT ÇEVİKER ANLATIYOR

Karikatürlerini baktığınızda sesli bir gülme duygusuna kapılırsınız. “Paat” diye bir çiçek açılır yüzünüzde, taç yapraklarını saçar. Güncel bir olguyu başarılı bir biçimde, mizahın hakkını vererek sere kâğıda. Anımsadığınız da olur zamanla bu karikatürü. Son yıllarda gazetelerin mizah sayfalarından eksik olmayan bu karikatür emekçisi, bu güldürü üstadı Şadi Dinççağ’dır.

1972’de bir uluslararası karikatür yarışmasında uyandığını belirtmişti bir söyleşisinde, Dinççağ. Bu uyanış sonrası bu tür karikatürlerinde bir Batılı çizer gibi davranır. Arınmış, süzülmüş bir çizgi ve bu çizgiyi ustaca kullanabilme... Gözü ile bilinci, ikisi ile bileği mizahı yakalayıp serilir ak kâğıda. Bütün duygularını, karşı olduğu olguları çağdaş bir aydın, çağını yaşayan, duyan bir sanatçı olarak yansıtır.

TAN ORAL ANLATIYOR

Her yıl yerli, yabancı, bir otobüs dolusu karikatürcü ile Akşehir’e Nasreddin Hoca Şenliklerine giderken yapımına emeğinin geçtiği karayollarını bir bir belirtip anımsatmaktan büyük tat alırdı.  En son Boğaz Köprüsü yapımında çalışıyordu. Yine Nasreddin Hoca şenliği için dünyanın dört bir yanından gelen çizerleri, yapım halindeki köprüye çıkarmış, tam ortaya getirip sıraya dizmişti. Bir ayakları Asya’da, bir ayakları Avrupa’da bir dizi karikatürcü fotoğrafı yabancı basında böylece yer almıştı. Şadi Dinççağ’ın karikatürcülüğü de böyleydi sanırım. Bir ayağı Asya’da, bir ayağı Avrupa’da.

SEMİH BALCIOĞLU ANLATIYOR

Hobi olarak başladığı karikatürde profesyonellere taş çıkartan deseniyle mizah dergilerince aranılan bir çizer oluveriyor Şadi Dinçççağ. Sağlam deseni ve sağlam kompozisyonu onu o dönemin öbür çizerlerinden ayırıveriyor. Teknik Üniversite’de okuduğu için perspektif bilgisi de çok güçlü. Buna bir de portre gücünü eklerseniz, al sana dörtbaşı mamur bir karikatürcü.

Ama öte yandan inşaat mühendisliği var. Karikatüre ayrılacak zaman nerede? Anadolu’nun orasından burasına dört bir yanını dolaşıyor Şadi abi. Kolay değil, evin nafakasını çıkarması gerek. Öyle de oluyor zaten. Öyle oluyor, İstanbul’a evine de aylarca uğrayamıyor. Aylarca evine uğrayamayan biri nasıl olur da karikatür çizebilecek zaman bulur? 

HAKAN DERMAN ANLATIYOR

Şadi Dinççağ’ın ölümü salt ülkemizde değil, yurt dışında da üzüntüyle karşılandı. Bulgaristan Karikatürcüler Derneği tarafından Sofya'da yapılan törende, Şadi Dinççağ'ın Türk karikatürü için büyük bir kayıp olduğu vurgulandı ve onun resmi derneğin duvarına asıldı. Ayrıca bir yarışmada kazandığı ödülü almak için ülkemize gelen Bulgarların ünlü karikatürcüsü Todor Kuzmov, Dinççağ’n eşine bir armağan sunarak Bulgar karikatürcüleri adına üzüntülerini dile getirdi. 

Son yıllarda karikatür çizmeyi daha bir ön plana alan Şadi Dinççağ çizgide güldürü, güldürüde düşünce türünde karikatürler çizdi. Karikatürle haşır neşir oluşunun 45. yılında ardında binlerce yapıt, bir yığın ödül ve karikatür albümleri bırakarak göçtü.

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Alper Ocak’ın Sit Alanı’nda 7 acayip karikatür var

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.