34,7513$% 0.04
36,6222€% 0.21
44,1841£% 0.34
2.965,30%0,51
2.652,43%0,41
9.886,05%0,60
Yan tarafta oturan Türk aile bir yakınlarının trafik kazası sonucu ölümünden bahsediyor. Arabayı Rıza kullanıyormuş, merhum arka koltukta oturuyormuş, arabadaki diğer üç kişiye bir şey olmamış da, araba takla atınca rahmetlik Ahmet kafadan darbe almış. "Araba çok yüklü olduğu, frenlerin ve lastiklerin iyi olmayışı ve aşırı hız yüzünden taklalar atmış." diye anlatıldıktan sonra, bütün bunlara neden olanların araştırılıp, bulunup, soruşturulmuş olduğu bilgisini beklerken…
Hep bir ağızdan "Vade, vadesi buraya kadarmış" deyip cinayeti kapattılar. "Nasıl olur, insan hayatı bu kadar ucuz mu? Araba kullanan bakımını yapmak zorundaydı, bu resmen cinayet değil mi, hesabını kim verecek bunun?" diyen olmadı. Cinayetin üzeri tatlıya bağlanıp kapatıldı.
Schiphol'de uçak bekliyorum, pasaport kontrol sırası ana baba günü. Güvenlik görevlisine "Hep böyle kalabalık mı oluyor?" diye sordum, "Koronaya rağmen Türk ve Fas uçakları böyle kalabalık, diğer uçaklar boş gidiyor." dedi.
Bu aslında Orta Doğu'ya özgü hayatta kalma tarzı. Yarını olmayan, kaderci, nasılsa her an her şey olabilir düşüncesiyle yaşayan insanın ruh hali. Garantisi yok, güvencesi yok, ileriye yönelik planı yok. Kaliteliyi ucuza mal etme de değil, ucuz ürün alma kültürü. Her şeyin ucuzunu tercih etme, hayatın bile… Ucuz hayat kültürü.
Onun için hayatta kalanlar yaşadıkları bu kadar kötülüğe rağmen çıldırmıyorlar. Hayatta kaldıklarına şükrediyorlar. Ya trafik kazası, ya iş kazası, ya namus cinayeti, ya salgın hastalık, ya herro ya da merro…
Bir yanıyla korkunç bir kültür; garantisi, güvencesi olan, hayatı sorgulayan, nedenleri araştıran insanlar için yaşanmaz bir kültür ama bununla yaşamaya alışık olanlar ve geride kalanlar için çok kolay bir hayatını sürdürme yöntemi.
Cinayet işleniyor, herkes nedenini ve bütün detaylarını biliyor ve o konuyu konuşuyor ama herkes "Olması gereken buymuş!" diye birbirine anlatıyor. Kimse suçluyu aramıyor, bulsa da suçlamıyor. Aslında kimse kimseyi de suçlamıyor, huzursuzluk çıkarmıyor. 50 lira borç alıp geri vermediğinde üzerini başını yırtacak bir sürü adam, bir yakınının ölüm olayını olgunlukla karşılayıp düğün konulu başka bir sohbet başlığı açıyor.
Her yerde yaşanıyor ve yaşatılıyor…
Not: Ben bunları yazarken kendi kültürümden ve insanımızdan hiçbir şekilde hazzetmiyorum sanılmasın. Ben de bir parçasıyım ve içinde yaşıyorum. Özde kendi kültürümle hiçbir sorunum da yok ve halimden de çok memnunum. Doğudan ve batıdan etkilerle insanımızın çaresizleştirilmesine karşıyım. Olumsuzluklara dikkat çekmem bu yüzden. Keşke bu olumsuz etkilere fırsat vermeyip kültürün dünyaya ve özgürlüklere açılmasına izin verebilsek.
Şu yabancı dil meselesi!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.