Bıyıklı
Ertesi gün birbirlerine alışmış oldukları ümidiyle fanusun önüne bir sandalye çekip oturdum. Küçücük ortamda büyük bir hengame, bir koşuşturma almış başını gidiyordu
Ertesi gün birbirlerine alışmış oldukları ümidiyle fanusun önüne bir sandalye çekip oturdum. Küçücük ortamda büyük bir hengame, bir koşuşturma almış başını gidiyordu
Kendimi toparlamış ve sofradaki yerimi almıştım. Osman’ın çaldığı kıvrak türküler ve oyun havalarıyla, boşalan kadehlerle artan eğlence tüm hızıyla devam ediyordu...
Ütüldüğüm paraları kurtarmak için son paramı da yatırıp, çanağı devirirken, küçük kardeşim vazgeçirmeye uğraşıyor, ortanca ise “yapma, yeter” der gibi bakıyordu...
Kadın otobüstekileri de gaza getirip beni linç ettirmeye çalışıyordu. Diğer insanlar dönüp dönüp bize baktıkları için korktum beni atacaklar diye ne yalan söyleyeyim
Bu sefer arayan Gökhan’dı. Gülmekten konuşamıyordu it. Gülme arası zamanları uzayınca fırsat bulup gıyabında ettiğim küfürleri kendisine de ilettim ayrıntılı biçimde
Bir an bu seslerin Tuğçe’den gelemeyeceğini düşünüp, pijamasındaki pembe ayıcıklara odaklandım. Kesin onlardan geliyordu bu gürültü. Kesin!
Geçen kış aradığım özellikte çorap bulamamış ve benzer çoraplar almıştım. Aldıklarım kısa sürede eskiyip ıskartaya çıkınca bu sene erken başladım çorap araştırmaya
Annem hızlı hızlı karnını doyururken, kardeşimi de çabuk yemesi için uyarırken, ben sofradan kalkmış ve pamuk dizileri arasında kuş kovalamaya başlamıştım çoktan
Acıyı yedikçe tat alma duyumu kaybetmeye başlamıştım ki, kapıdan Başkan girdi. Şimdilerde öyle herkesin birbirine hitap şekli olan “başkan” değil, Belediye Başkanı!
...O sırada yanımızda bulunan diğer arkadaşlar da Süleyman’ı destekleyince benim aklıma da yattı ve hafta sonu hamama gitmek üzere söz vermiş bulundum...