34,0610$% 0.11
37,6589€% 0.35
44,6026£% 0.07
2.764,70%0,44
2.525,22%0,36
9.624,04%-0,78
Gözlerinin içine gerçek anlamda baktığım o ilk gün hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmadı, olduramadım. Bir daha ne onu tanıdığıma ikna edebildim kendimi ne de onu tanıyabilecek olduğuma dair inancıma tutunabildim. Tüm inanç sistemim değiştiğinde, bir daha baktım gözlerimin içine aynanın karşısına bir daha çıktım. Bu sefer daha kendimden emin olurum diyordum; yanılmışım, daha emin olamadım… Bir kez daha enkaza dönen o harabeyle göz göze gelişimde, bir yıkıntıya bakarken nasıl emin olabilirdim ki kendimden. Onu ezip geçecekken bile; o harabede düşmeden ilerleyebilmek için, kendimi adım adım aşıp yükselmek için bile ne kadar da dikkatli basmam gerekiyormuş. Ne kadar başımı eğmem gerekiyormuş meğer…
Kendimi ezme çabamı, kendimi harabe olarak görmeye katlanamamamı nasıl karşılayacaktım? Üstelik harabe gibi yerleri gezerken hep daha haz almışken; acaba kendime olan bu benzerlik miydi beni onlara bu kadar çeken şey? Gerçekten onları izlerken kendimi bu kadar geniş bir alanda yaşanmışlık içinde görmek miydi bana haz veren şey? Bir emin olamayışla daha gittim o aynanın karşısına.
Her buldum sandığımda daha da belirsizleşen o sınırlarda, kim olduğumdan değil belki ancak kim olmadığımdan bu sefer emindim:
Ben harabelerden haz duyan ancak kendi harabesini sevemeyen bir ikiyüzlüydüm;
Ben o kadar şeyi bilirken bile bu kadar cahil olabileceğini gören biriydim;
Ben yüzünü boyamadan da eğlendirebilen bir palyaçoydum;
Ben bunların her biri olabilecek kadar dolu, hiçbiri olamayacak kadar boşluktum.
Peki sen kimsin?
Daha doğrusu ben sensem; sen kimsin?
Zaman makinesi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.