Sevdim
Sevdim-
-
Benim için büyük, Gırgır içinse…
Belki de adım bile değildi. Bir minibüs kuyruğunda beklerken vakit geçsin diye aldığım Gırgır dergisinin ikinci sayfasında ‘Her pazartesi karikatürlerinizle birlikte bekliyorum’ diyordu. Uzun süredir...
Belki de adım bile değildi. Bir minibüs kuyruğunda beklerken vakit geçsin diye aldığım Gırgır dergisinin ikinci sayfasında ‘Her pazartesi karikatürlerinizle birlikte bekliyorum’ diyordu. Uzun süredir zaten çevremdekilerin pek beğendiği bir şeyler çiziktiriyordum, alıp götürmeye karar verdim. Sonra, işte o pazartesi günleri okuduğumuz okuldan, çırak olarak çalıştığımız berber dükkanından, tamirhaneden fırlayıp koltuğumuzun altında çiziktirdiklerimizle Cağaloğlu’nun yolunu... -
“Tuvaletteyim abi!”
Şu mobbing s.kini iyi bulduk ha! Zira bu kadar çok maruz kaldığımız bir hareketi yıllarca isimlendiremememiz bünyelerimizde bir rahatsızlık yaratıyordu. Tıpkı “başkası adına utanmak”...
Şu mobbing s.kini iyi bulduk ha! Zira bu kadar çok maruz kaldığımız bir hareketi yıllarca isimlendiremememiz bünyelerimizde bir rahatsızlık yaratıyordu. Tıpkı “başkası adına utanmak” ya da “başkasının düştüğü kötü durumdan zevk almak” gibi. Aslında bunların isimlendirmesini biz Türklerin yapıp dünyanın geri kalanına hediye etmemiz lazımdı. Çünkü bu hareketler bir Hans’tan Helga’dan çok bir Serkan’a... -
Zengin: Her an her yerde arıza çıkarır. Yoksul: Her an her yerde azarlanır
Zengin: Kahvaltıda gazete okur.Yoksul: Kahvaltıda beddua okur. Zengin: Haylaz çocuklarına hiperaktif derler.Yoksul: Haylaz çocuklarına manyak derler. Zengin: Çocuklarının başarısı onları çok mutlu eder.Yoksul: Çocuklarının başarısı onları...
Zengin: Kahvaltıda gazete okur.Yoksul: Kahvaltıda beddua okur. Zengin: Haylaz çocuklarına hiperaktif derler.Yoksul: Haylaz çocuklarına manyak derler. Zengin: Çocuklarının başarısı onları çok mutlu eder.Yoksul: Çocuklarının başarısı onları “nasıl okutacağız” diye huzursuz eder. Zengin: Hoşlanmadığı konuya burun kıvırır.Yoksul: Başka çaresi olmadığı için dinler. Zengin: Adres tarif ederken banka yanı veya döviz bürosu diye belirtir.Yoksul: Adres tarif ederken halk ekmek veya trafo yanı... -
Tümer Geban’dan capslar: Tebessüm ediyorsun, mutlu sanıyorlar
-
Sokaklar ve kitaplar…
Bu köşede kitaplarda okuduğumuz, duvarlarda rastladığımız cümleleri paylaşıyoruz. Televizyonu çok eğitici buluyorum. Ne zaman birisi televizyonu açsa, yandaki odaya gider ve kitap okurum. (Groucho Marx)...
Bu köşede kitaplarda okuduğumuz, duvarlarda rastladığımız cümleleri paylaşıyoruz. Televizyonu çok eğitici buluyorum. Ne zaman birisi televizyonu açsa, yandaki odaya gider ve kitap okurum. (Groucho Marx) Gözlerimin altı yalnızlığımın morgudur. (Tophane'de duvar yazısı) Dün komşumuz açlıktan öldü, bugün cenazesinde kurban kestiler. (Ali Şeriati) Zamanımızın laneti de bu / Deliler gösteriyor körlere yolu. (William Shakespeare) Hem kuzular... -
“Hey Sırrı!”
Çöpçatanlık işinin tırt bi fikir olduğu birkaç ayda kabak gibi ortaya çıkmıştı. Gerçek hayat evlilik programlarındaki gibi işlemiyordu.
Çöpçatanlık işinin tırt bi fikir olduğu birkaç ayda kabak gibi ortaya çıkmıştı. Gerçek hayat evlilik programlarındaki gibi işlemiyordu. Birini birine aşık etmek insanüstü bir işti. Kısaca, olmayacaksa olmuyordu. Fakat hazır eros meros diye şirket kurmuşken eldeki son parayla mahallede bir seks şop açmaya karar verdim. Neonlu meonlu bir tabela tasarlayıp tabelacı Selami... -
Kar, kış, kıyamet: Abdülkadir Tamer’den bir öykü
-
A’dan Z ‘ye alfabetik Anadolu
Hititli rehber dostumuz Kuşşaralı Anitta aklına estiğinde antik çağların Anadolu'sunu Ters Dergi okurlarına anlatıyor. Hem de alfabetik bir sırayla... İyi okumalar!
Anavarza: Kozan Dilekkaya köyündeki bu antik kentin Roma devrinde MÖ 1. yüzyılda geliştiği görülür. 220 metrelik bir kayalık alan üstünde yükselen görkemli bir kale-şehirdir. Müslümanların Lokman Hekim, Yunanlıların ise Dioscorides dedikleri ünlü hekim de burada yaşamıştır. Geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz çizer Galip Tekin’in “Anavarza” isimli öyküsünde bu köye uzaylıların inmesi anlatılır. Bekos: “Psammetikos bir çobana, rastgele... -
Mümin Durmaz çizdi: Sabahattin Ali’nin gökkuşağı
Sabahattin Ali, eşinin anlattıklarından anladığımız kadarıyla evde yüksek sesle şarkı söylermiş. Eşi de onu susturmak adına bazen bahaneler uydurur ve evden çıkarlarmış. Evden çıkınca arkadaşlarıyla...
Sabahattin Ali, eşinin anlattıklarından anladığımız kadarıyla evde yüksek sesle şarkı söylermiş. Eşi de onu susturmak adına bazen bahaneler uydurur ve evden çıkarlarmış. Evden çıkınca arkadaşlarıyla birlikte pikniğe giderlermiş . İşte çizdiğimiz hikâyede böyle bir piknik sırasında büyük yazarımızın başından geçenleri anlatıyoruz.