Ona küçük sürprizler yapın!

Sevgilinize minik sürprizler yaparak ilişkinizi renklendirin

Daha önce hiç gitmediğiniz bi yere gidin ve onu götürmeyin!
Onu en sevdiği grubun konserine götürün ve sahneye mayonez sıkın!
Doğum gününde yenebilir iç çamaşır hediye edin ama hepsini kendiniz yiyin!
Özel bir gün olmasa da sırf ona sevginizi göstermek için bowling oynayın!
En sevdiği yemeği yapın, giyinip süslenin ve yemeği dökün!
Sevgilinizi, başka birini öperek uyandırın!
Onun sevdiği şeylerin bir listesini yapın ve bol bol dolma biber tüketin!

Felsefos

Kapıyı daima gülümseyerek aç, gelenin kim olduğunu bilemezsin

Son filmim "Karanlık Köprü"den bir sahne:

(İç gündüz, ama dış gece de olabilir, hatta dış gebelik bile olabilir, belki de geceliktir bilmiyorum)

Jeremy'nin avluya çıktığını görürüz, ama diğerleri görmez, bi tek biz görürüz. Karanlığın içinde, el yordamıyla masayı bulur ve oturur. Sonra masadan kalkar ve sandalyeye oturur. Hayvanlığın alemi olmadığını görürüz. Bunu hepimizin görmesi gerekir.

Birden duyduğu bir çıtırtıyla irkilir, karanlıkta bişey göremediğini görürüz, karanlığı da görürüz, biz her şeyi görürüz, bi bu Jeremy salağı göremez! Margaret telaşla kapıyı açar, içeri girer ama telaş girmez. Telaşın kapıda kaldığını görürüz, kapıyı görürüz, Margaret'in donuna kadar görürüz. Işık ters yerleştirilmiştir ve kamera alttan çekmektedir. Donunun görüktüğünü anlayınca sinirlenen Margaret, kapıyı vurup çıkar. Ağır yaralanan kapıdan kan sızdığını görürüz. Jeremy, Margaret'i çok yakından tanımaktadır; Margaret biraz uzaklaşsa tanıyamaz misal. Halbüse Jeremy hipermetropmuş meğersem. El yordamıyla Margaret'i bulmaya çalışan Jeremy, başka bişey yordamıyla Margaret'in başka bi yerini bulur. Jeremy'nin ayağa kalktığını görürüz (küçük Jeremy tabisi).

Jeremy: Burda ne işin var Jeremy?
Margaret: Jeremy sensin salak!
Jeremy: Karanlıkta bi an seni Jeremy sandım, afedersin!
Margaret: Kardeşini bulabildin mi?
Jeremy: Bütün gün aradım, her yere baktım ama yok!
Margaret: Bütün gün mü? Jeremy, henüz sabahın 9'u. Hangi bütün gün aradın?
Jeremy: Sabah 9 mu? Peki, neden her yer karanlık?
Margaret: Çıkar şu kaynak gözlüğünü sığır!

Jeremy'nin kaynak gözlüğünü çıkardığını görürüz. Derken Jeremy'nin Allah belasını verdiğini görürüz!

Sevgilin terk ettiyse son mesajın bu olsun:

Beni çok özlersen, pişman olursan, avcuna Nutella sür, boş boş yalama!

Klasik müzik camiasında sıradan bi gün:

Yaa Brahms bu işleri, bi Çaykovski de içelim. Haydn gari… Beri Bach, kime diyom leenn?

Ekônomi tağbirlerine devam:

Nüks tüketim malları: Arada bi nüksedip tüketilen mallar

Çoğacayip macera:

Anneyle bankaya gittik öğleden sonra; üzerimde siyah eşofman (89.99 TL) ve sıvetşört (79.90 TL), bi de güneş gözlüğü (449.00 TL) var. Arabamın (1 milyor) tam arkasında bi Maserati Quattroporte (995.000 TL) duruyo. Arabayı çekmesinler deyu zırt pırt şubeden çıkıp kontrol ediyorum, sıra beklerken. 35 yaşlarında kerli ferli, takım elbiseli (1.349.00 TL) biri yanıma yaklaşıp "Maserati sizin mi?" diye sordu. "Yoo" dedim, "Neden sordunuz?", "Sizinmiş gibi duruyo" dedi, giyim tarzım ve duruşumu işaret ettiği bi jestle. "Allah söyletti herhol" dedim adama, gülümseyerek. O da gülümseyerek "O kalıp var bence sizde" dedi. "Ne gülüyosun lan?" diye sen bunun ağzının ortasına ben bi koy sümsüğü (317 kg)! O sırada Maserati'nin sahibi geldi, "Sizin mi bu Maserati beyfendi?" dedim, "Evet" demesinnen, "Niye bırakıyosun lan arabayı? Senin yüzünden elin adamıynan birbirimize girdik" diyerek sen bunun iki kaşının arasına kafayı bi çak (2 ton) ben! O sırada bankanın güvenlik görevlisi (1.76m) geldi, "Beyfendi sakin olun" filan diyo. "Hadi ilkini görmedin, ikinci adama dalarken niye durdurmadın beni?" diye sinirlenip sen bu güvenlikçiye ben bi dal! O sırada Maserati'nin sahibi de yerden kalkmış, "Hakkaten niye durdurmadın lan?" diye sen de bu güvenlikçiye bu bi uçan tekme at (461 Nm)! İkimiz güvenlikçiyi döverken, ilk soruyu soran adam da sen kalk "Senin yüzünden dayak yedim lan!" diye Maserati'nin sahibine bi kafa koy (1.7 ton)! O arada annem (74) bankadaki işi halletmiş, tam dışarı çıkıp bizi kavga halinde görünce sen banka müdürüne bu bi fırça! Eneeeeeğğğğğğ!

(Not: Olayın, ilk adama dalmama kadarki kısmı tamamen doğrudur. Siyah haşortman ve güneş gözlüğüsü, Maserati'ye delalet ediyo demek ki)