Merdivenlerde üç şair: Rüştü Onur, Muzaffer Tayyip Uslu, Kemal Uluser

Mete Arif Tokmak çalışmasında şairlerin ilkbahar ve sonbahar gibi geçen kısacık ömürlerine göndermeler yaptığını belirtiyor.


Çizer Mete Arif Tokmak merdivenler kenti Zonguldak’ın duvarlarına sanat dokunuşları yapıyor. Öğrencisi Serap Erke ile birlikte "Amele Birliği yokuşu" diye adlandırılan Tevfik Fikret Sokağı’nın duvarlarına çizdiği resimler ilgi çekici bir hikâyenin ilk basamaklarını oluşturuyor. Zonguldak'ın üç ünlü şairi bu dik yokuşu inip çıkanları selamlıyor sanki.

Hayatlarının baharında veremden ölen üç şairin (Rüştü Onur, 1920-1942, Muzaffer Tayyip Uslu, 1922-1946 ve Kemal Uluser, 1915-1944) eski Verem Savaş Hastanesi’nin merdivenlerinde birebir boyutlarda resmedilmesi, hemşehrilerinin yüreklerini dağlıyor. Yılmaz Erdoğan’ın çektiği Kelebeğin Rüyası adlı film Rüştü Onur’un ve Muzaffer Tayyip Uslu’nun hayat hikâyesini anlatıyordu. Eski kent dokusunu barındıran Tevfik Fikret Sokağı’nda çizimlerin yanı sıra şairlerin dizelerinden örnekler de duvarlarda yer almış. 

Çizgi öykülerini Ters Dergi sayfalarında da zevkle okuduğumuz Mete Arif Tokmak, duvar çalışmasında şairlerin ilkbahar ve sonbahar gibi geçen kısacık ömürlerine göndermeler yaptığını belirtiyor. Şairlerin gerçek çizimlerinden oluşan panolar aynı zamanda kentin sanatsal tarihine de ışık tutuyor. 

İlk panoda Rüştü Onur'un merdivenlerinden sahile inerek Muzaffer Tayyip Uslu’nun yanına gitmesi resmedilmiş. Rüştü Onur’un elindeki mendile öksürmesi sağlık durumunun oldukça kötü olduğunu ortaya koyuyor. Karadeniz’in hırçın dalgaları arasında yol almaya çalışan sandal ve kayalıklar resmedilirken kentin coğrafi yapısının öne çıktığını da görebiliyoruz. Soğuk bir bahar günü ceketinin yakasını kaldırarak soğuktan korunmaya çalışan Muzaffer Tayyip Uslu’nun duvarda bir şiiri okunuyor. 

“Diyecekler ki arkamdan
Ben öldükten sonra
O yalnız şiir yazardı.
Ve yağmurlu gecelerde
Elleri cebinde gezerdi
Yazık diyecek
Hatıra defterimi okuyan
Ne talihsiz adammış
İmanı gevremiş parasızlıktan”

Diğer duvar panosunda şair Rüştü Onur duvara kendi şiirini yazarken yukarıdan aşağıya gelen Muzaffer Tayyip Uslu’nun kolunun altında Varlık Dergisi görülüyor. Günlerce yolunu bekledikleri ve posta gemileriyle gelen dergilerde şairlerimizin şiirleri yayınlanıyordu. 

“Sen aziz şehrim
Uykusuz yaşadığımı bilmelisin
Bütün işçilerin
Saçak altında uyuduğu bir saatte
Ben mızıka çalarak geçiyorum sokaktan
Sen aziz şehrim
Ellerim gözlerim kadar benimsin”

Üçüncü panoda şair Kemal Uluser’i elinde Şehir dergisini bir ağacın altında okurken görüyoruz. Şehir Dergisi, Rüştü Onur’un o zamanlar yayınlamak isteyip de yayınlayamadığı  bir şiir dergisidir. Rüştü Onur, Necati Cumalı’ya yazdığı mektupta “Ey benim mektuplarıyla huzur bulduğum ve avunduğum kardeşim, Şehir’de buluşacağız, her ne pahasına olursa olsun Şehir çıkacak.” diyordu. Şehir dergisinin çıkarmaya Rüştü Onur’un ömrü yetmedi ama Devrekli yazar İbrahim Tığ ve arkadaşları bundan 17 yıl önce Rüştü Onur’un sözünü yerine getirerek Şehir Edebiyat Dergisini yayınlamaya başladı.  

Geçen yıllarda Zonguldak Belediye Kültür Merkezinde resim ve karakalem kursları veren Mete Arif Tokmak’ın ZOKEV yayınlarından çıkan Taşra Züppesi adlı bir romanı da bulunuyor. Tükenmez kalemlerle karikatür çizimleri yapan; arkadaşlarıyla birlikte fotokopi ile çoğaltıp fanzin dergileri çıkaran; çizdiği çizgi roman sayfalarının kitap olarak çıkması gerekirken o sayfalarla sergi açıp kent kültürüne katkı yapmaya çalışan, yoksul öğrencilere güzel sanatlar akademisine girebilmeleri için ücretsiz kurs veren, sanatın her alanı için elindeki tüm olanakları seferber eden bir sanatçıdır Mete Arif Tokmak. 

Ama sanata karşı var olan duyarsızlığın bu pandemi salgını süresince yaşamını ürettikleri karşılayan sanatçıların çok zor durumda oldukları da bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Yaşamın kendisine sunduğu tüm olumsuzluklarına karşın kendince ürettiği çözümlerle kent sanatına ve sanatçılarına desteğini sunmaya devam eden Mete Arif Tokmak, istenildiği zaman bu tür çalışmaların devam edebileceğini belirtiyor.

Tevfik Fikret Sokağı’nda bulunan merdiven başlı duvarlar diğer şairlerimizin dizeleriyle de süslenebilirdi ama bütün bunlar birilerinin desteği olmadan bireysel olarak yapılamıyor. Bunun için yerel yönetimlerin kültür sanata destek verip sanatçılarıyla ilgilenmeleri gerekiyor. Yolu Tevfik Fikret Sokağının merdivenlerine çıkanların bir gözü, duvarlara resmedilen çizimlere bakarken, diğer gözü ile bu denli yetenekli sanatçılarımızdan yararlanabilecek yerel yöneticileri arıyor olacak.


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazı Formatı Seçiniz
Kişisel Test
Kişiliğe dair bir şey ortaya çıkarmayı amaçlayan sorular dizisi
Basit Test
Bilgiyi kontrol etmek isteyen doğru ve yanlış cevaplı sorular dizisi
Anket
Karar vermek veya görüş belirlemek için oylama yapmak
Serbest Yazı
Yazılarınıza Görseller Bağlantılar Ekleyebilirsiniz
Liste
Klasik İnternet Listeleri
Geri Sayım Listesi
Klasik İnternet Geri Sayım Listeleri
Açık Liste
Kendi öğenizi gönderin ve en iyi sunum için oy verin
Oylanabilir Liste
En iyi liste öğesine karar vermek için yukarı veya aşağı basın
Fotoyla Anlatım
Kendi resimlerinizi yükleyin ve birşeyler anlatın
Video
Youtube and Vimeo Embeds
Ses
Soundcloud veya Mixcloud İçerikleri
Görsel
Fotoğraf veya GIF
GIF
GIF Formatı