36,2388$% 0.35
38,0197€% 0.32
45,6053£% 0.35
3.360,93%-1,10
2.885,16%-1,46
9.877,59%-0,37
İddialı bir Ege sabahı. Şehrin sınırları ara ara tükenip ara ara beliriyor. Uzun ve geniş bir bulvarın organize sanayiye bakan kale arkasında oyuna gireceğim anı bekliyorum. Ortada genişçe bir refüj var, refüjün zemini toprak, henüz kentsel dönüşmemiş. Kırık rakı şişeleri kaç zamandan kalma bilemiyorum. Aralarında küçük, yeşil soda şişesi kırıntıları var. Belli ki hazım sorunu yaşanmış. Refüjü yürüyerek geçiyorum. Tost makinesine basılmış poğaçalardan iki tane alıyorum. Genç satıcı “Allah’a emanet abi” diyor. Hepimiz Allah’a emanet yaşıyoruz. Kelleler, yanaklar ve dışa kaçmış diller olarak hepimizi kucaklıyorlar.
Poğaçaları yedikten sonra rahmetli dostum Sergei’yle şehrin güney aksına doğru ilerliyoruz. Çok öksürüyor. Sergei Bey’in beyin ölümü yakın. Sabaha nasıl çıkarız bilmiyorum. Çevre yolundan çıkınca hemen yolun sağ tarafında bir benzinlik var. Gaz bastırırken tuvalete girip, ütülü gömleğimi çıkarıp yerine ayılı tişörtümü giyiyorum. Deri ayakkabılar birden Gezer terliklere dönüşüyor. Pompacı veriyor da gazı veriyor. Alıyoruz hamdolsun.
Kağıttan düdük yaparak, keçilerin koyunların arasından İzmir sarısına doğru yol alıyoruz. İzmir sarısını tam olarak Sığacık’ta yakalıyoruz. Buz gibi suyla serinlemiş deniz kenarı. Portatif sandalye, Ikea artığı bir masa. İncir zamanı da tam. Rakımız kaymak, incirimiz bal. Teos’u çaprazdan gören bir pozisyonda hava kararmadan, kafa tam olarak ağırlaşmadan buz gibi suda buluyorum kendimi. Rakıyı biraz da İzmir sarısında bekletiyoruz. Hava güzel, su soğuk, rakı meyvemsi.
Gün sağ yanımızdan batıyor, rüzgâr sol yanımızdan esiyor. İçimi bir ürperti kaplıyor. Emekli subaylar sitesinin plajında, şemsiyesine kilitli bir şezlongun üzerinde kıyafet kurutup zihin açıyoruz. Ortamımız tuhaf, rakımız fıçıdan çıkma, bardaklara sarı izler bırakıyor. İçimden Sezen, dışımdan rüzgar şarkı söylüyor.
Şen kahkahalı sohbetlere yalnız fikirleri saklıyoruz. Saklandıkları yerden çıkarlar bir gün. Israr etmiyorum. Başımızdan geçenleri unutmaya çalışıyoruz. Sergei Bey soluk ışıklı gözleriyle 200 metre geriden olanları izliyor. Uzaktaki 80 model otelin bahçesinden piyanist şantör sesleri geliyor. Yan yatırıyorum ama şişe yine de bitiyor.
Yarı yolda kalsak da çekici yardımıyla umutlarımıza koşuyoruz. Bazen gülüyor, bazen ağlıyoruz.
Hepsini toplayınca adına hayat yazıp, ardından hayretler ediyoruz.
Bir ödülün gölgesinde
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.