34,7568$% 0.05
36,5580€% 0.04
44,1443£% 0.25
2.962,52%0,41
2.652,05%0,39
9.901,60%0,76
Bu olay 1 Mayıs günü başıma geldi.
Yaz bahçesinin yollarında yürüyordum. Aniden çocuk sesleri duydum. Birkaç çocuk, ayaklarımı gösterip ortalığı çınlatırcasına bana sesleniyorlardı:
"Amca, amca, baksana, çizmelerinin bağı çözülmüş! "
Ayaklarıma baktım. Gerçekten de birinin bağları çözülmüştü.
Çocuklara teşekkür edip bir banka oturdum ve bağcığı bağlamaya koyuldum. Çocuklardan biri, belli ki grubun en büyüğü ve lideri, on üç yaşında falan olsa gerek, başındaki kışlık, kulaklarını örten şapkayı ensesine çekip yetişkin bir adam edasıyla dedi ki:
"Bunu zamanında fark ettiğimiz iyi oldu. Eğer bağcığa bassaydınız muhakkak düşer kendinize zarar verirdiniz. Bu yüzden de epeyce bir masrafınız olurdu."
Çocuklara tekrar teşekkür ettim ve hayretle baktım onlara. Bir düzine kadar varlardı. Bankın çevresini sarmış oturuyorlardı. Ansızın heyecanlandılar, fısıldaştılar ve karşı banktan kalkan bir kadına seslendiler:
"Teyze, teyze, kitabını unuttun!" Kadın çocuklara baktı, banka döndü, kitabını alıp gitti. Daha da büyük bir hayretle çocuklara bakıyordum.
Benim bakışlarımı fark eden en büyükleri dedi ki: "Bir oyun bu aslında. 1 Nisan'da insanlar birbirlerini kandırıyorlar ya hani; 'burnuna mürekkep bulaşmış,' ya da 'cebinden para düştü' falan diyorlar. Sonra da kahkah gülüyorlar. Biz de 1 Mayıs'ta tersini yapmaya karar verdik. Bugün hiç kimseye yalan söylemiyoruz, kandırmıyoruz. Ve en güzel, hatta kahramanca şeyleri yapıyoruz. Çünkü 1 Mayıs…"
Bahçede bir yürüyüşçü belirdi. Hafifçe çakırkeyifti. Hafif adımlarla yürüyordu. Kendi kendine mırıldandığı bir şarkıya ritim tutarak elini sallıyordu.
Benim çocuklar adama doğru öyle yüksek sesle bağırmaya koyuldular ki kulaklarım zonkladı.
"Hey, amca, baksana, sırtın boya olmuş!"
Gerçekten de adamın sırtına, hem sadece sırtı da değil pantolonu, yenleri ve şapkasına bile beyaz bir şey bulaşmıştı. Çocuklara bakan adam kurnazca gülümsedi ve parmağıyla çocuklara, hadi oradan numaracılar der gibi bir hareket yaptı. "Hayır, hayır, gerçekten, sırtınız boya olmuş," diye bağırıştı çocuklar. Adam sırtına bakmak için başarısız bir teşebbüste bulundu. Bunun için kendi ekseni çevresinde üç kez beceriksizce döndü. Ama gene göremedi ve parmağını gene tehditkar bir şekilde sallayarak yoluna devam etti.
Şapkalı büyük oğlan dedi ki:
"Hadi arkadaşlar, onunla ilgilenin. Sırtını temizleyin. Çabuk!"
Banktan atlayan iki çocuk adamın peşine düştü. Berikiyse çocukların kendisine bir oyun oynayacağını düşünüp adımlarını sıklaştırdı ve çocuklara elini sallayıp koşar adım uzaklaştı.
Çocuklar banklarına döndüler. Şapkalı, büyük olan dedi ki:
"Yok, yetişkinler buna alışkın değil henüz. Hep bir şeylerden şüpheleniyorlar. Teşekkür etmek yerine küfrediyorlar."
Benden tarafa eğilip düşüncelerini söylemeye devam etti:
"Tabii hepsi de küfretmiyor. Birkaçı bunun kendi yararlarına olduğunu fark ediyor. Onlar da bize teşekkür ediyor."
Bu sırada orta yaşlı bir kadın önümüzden geçiyordu. Çocuklara bakıp iç geçirdi. Belli ki güneşte oturup biraz dinlenmek İstiyordu. Ama çocuklar bunu fark etmediler. O zaman kadın dönüp dedi ki:
"Çocuklar, birazcık sıkışsanız olur mu?" Büyük olanı emretti: "Hanımefendi için sırayı boşaltın. Hadi!" İtaatkar bir tavırla banktan kalkan üç oğlan kuma oturdu. Diğerlerinden çok, büyüğüne dönüp dedim ki: "Çocuklar, bunu çok iyi düşünmüşsünüz. Harika bir oyun bu; yani 1 Mayıs günü sadece iyi ve sizin dediğiniz gibi, kahramanca şeyler yapmak. Bu müthiş bir şey. Ama laf aramızda, sadece 1 Mayıs'ta değil her gün böyle davranmak gerek."
Büyük olanı dedi ki:
"Hayır, her gün olmaz. Herkesi izleyip yaptıklarına dikkat etmekten insanın başı ağrıyor."
Sonra öbür çocuklara döndü: "Hadi, caddeye. Burada yapacak fazla bir şey yok." Çocuklar serçeler gibi dağılıp gittiler. Ben uzun süre bankta oturup çocukların bu müthiş oyununu düşündüm: 1 Mayıs günü sadece "iyi ve kahramanca" şeyler yapmak; ve nedense bana öyle geldi ki, ileride ülkenizin bütün çocukları böyle davranacaklar.
Yetişkinlere gelince, öyleleri var ki, sırf zaman kaybı. Tabii onlar diyecekler ki: "Vay efendim, ne diyorsunuz siz! Bizim derdimiz bize yetiyor zaten. Bir de çocuk eğlenceleriyle mi uğraşalım!"
Doğru bu; savaş sırasında yetişkinler en iyi eylemleri yaptılar. Ama belki de, meraktan da olsa ileride bu çocuk oyununu kabul edeceklerdir.
Ve o zaman, sadece savaşta kazanılmayacaktır parlak zaferler.
(1945)
Zengin & Yoksul: Aile büyüklerinden ne kalır?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.