“Bir Ömür Nasıl Yaşanır?”
Bir Ömür Nasıl Yaşanır'ı okudukça açıkçası önce cahilliğimle yüzleştim, sonra “Ahh keşke” dedim ve en sonunda da -kendi adıma- “Bundan daha iyisi için neler mümkün?”
Bir Ömür Nasıl Yaşanır'ı okudukça açıkçası önce cahilliğimle yüzleştim, sonra “Ahh keşke” dedim ve en sonunda da -kendi adıma- “Bundan daha iyisi için neler mümkün?”
Avukat bu duruma şaşırır elbet. Birkaç defa işin yapılması gerektiğini söylese de aldığı yanıt hep aynıdır: "Yapmamayı tercih ederim."
Alfa Yayınları'ndan çıkan Keşke, Sema Soykan'ın dördüncü ve son romanı. Yazar, bu romanı babasının vasiyeti üzerine yazmış olduğunu söylemişti bir söyleşisinde.
Okudukça merak uyandıran ve şaşırtan bir roman Pia Mater. Hikaye okuyucuyu resmen sarıyor diyebilirim, ya da en azından benim için öyle...
Andrew dünyayı anladıkça ve öğrendikçe insana has duyguları da anlamaya başlıyor ve göreve duygular karışınca tahmin edersiniz ki işler sarpa sarıyor.
“Bir varmış bir yokmuş, tam da şimdiki zaman içinde bir gezegen varmış ve bu gezegende yaşayan canlı türü, insan denen iki ayaklı varlık, her yıl...
Kafamızın içindeki dünya sadece bize ait ve biz izin vermezsek ne düşündüğümüzü kimse bilemez. Bu düşünceler hayatımızı zindana da çevirebilir elbet.
Ben ilk olarak Vahşetin Çağrısı’nı okumaya çalıştım. Adı gibi vahşetli bir kitaptı ve köpek Buck’ın yaşadıkları maalesef kitaptan uzaklaşmamı sağladı.
Yorulmuş olmak, bunalmış olmak anneliğin kutsallığına zeval getirir mi? Kutsallığı bozar mı? Anne kişisi yorulmamalı ve bunalmamalı mıdır?
Bir kadın fotoğrafı gördüm sosyal medyada. Konya’da yaşıyor. Sultan Ana diyorlarmış ona. Kırmızı giyinmiş, kırmızı allık sürmüş, saçına kırmızı tokalar takmış. Çocukluk aşkıyla evlenmiş 15...