Ayten
On sekiz yaşında Türkan Şoray güzelliğinde bir kızdı. Çocuktum, Ayten'i ilk gördüğümde aşık olmuştum. Mahalledeki herkes aynı fikirdeydi.
On sekiz yaşında Türkan Şoray güzelliğinde bir kızdı. Çocuktum, Ayten'i ilk gördüğümde aşık olmuştum. Mahalledeki herkes aynı fikirdeydi.
Benim yaptığımı gören arkadaş da benden kopya çekti. Sınavdan çıktım, benden sonra herkes birbirinden kopya çekmiş.
Profesörün dediklerini doktorumuza ilettim "Çocuğunuzu kaybedebilirsiniz" dedi. Bu gidişle ikisini birden kaybedecektim.
Eğilip kovayı kenardan denize daldırdığım an yosunlar sebebiyle kayganlaşan zeminde, kundura olan ayakkabılarımın ikisi birden kaydı, denize düştüm.
"Hocam evde odam yok, bilgisayarım yok, ders çalışacak ortamım yok. Annem ev işleri yaptırıyor, bu yüzden gitmiyorum. Kalabilir miyim?" diye sordu.
1. Küpe Covid salgınından hemen önce eşim, kızım ve ben Mardin, Diyarbakır, Urfa, Antep illerini kapsayan 8 günlük Güneydoğu turuna çıktık. Mardin harikaydı, Urfa'da sıra...
Sabah erkenden amcam ve dayımla hayvan pazarında buluştuk, sıkı pazarlık sonrası üç tane inek aldık, artan parayla da bir çuval şeker ve un alıp teslim...
Akşama bardak mardak kalmadı coşmuştum, "Paşabahçe'nin kardeşi Hasanbahçenin malları, yetişen alıyor akşama kalmıyor.” sloganımdı.
Nesneleri öğretmiştim, kalemi çakmağı istiyordum getiriyordu. İyi içici olduğu söylenemezdi, rakı masasında çay tabağına koyduğum rakıyı içer hemen sarhoş olurdu.
Eskiden bir şeyler yazarken “karalama yapıyoruz” derdik… Şimdiyse önümüzde pc, klavye, buna bir isim bulun, ne yapıyoruz. Hiçbir şey, bir diğerinin yerinin tutmaz, ya fazla...