35,5725$% 0.4
36,6074€% -0.02
43,3431£% -0.17
3.099,26%0,20
2.706,08%-0,34
9.957,64%0,92
09 Ocak 2024 Salı
Kar, kış, kıyamet: Abdülkadir Tamer'den bir öykü
Kaleminin gücüyle ayakta kalan babam: Burhan Arpad
... Ve Zonguldak
Yer altında Romanlar ve Gebenler
"Göğü kucaklayıp getirdim sana, kokla açılırsın"
İçimdeki cinayet (Altıncı Bölüm-FİNAL)
İstifa etmeye karar verdiği günün sabahıydı. Parktaki bankta oturup öylece düşünmek, emin olmak istiyordu. Kadın için sadece para getiren bir kaynağı bırakmak değil çeyrek asırlık bir ceketi çıkartıp askıya asmaktı istifa. Bembeyaz saçlı, yetmişlerindeki adam, ikinci kez bankın önünden geçiyordu. Bir şey sordu soracak titreşimi veren gözleriyle baktı, yürüyüşüne devam etti. Kadın, adamın ardından sallanan yapraklara, dalların kavuşma noktalarından sızan gün ışığına, bankın önünden sokak serserisi gibi geçen köpeğe baktı. Sigarasından bir nefes daha çekti. Sabah sabah içmezdi hiç, kafasındaki düşünceleri biraz defetmek ya da düzene sokmak için bugün içesi gelmişti işte. Sadece oturmak ve içmek istiyordu. Milletin sağlıklı yaşam parkurunda biraz abes dursa da, bunu istiyordu sadece. Adam üçüncü kez geçerken önünde durdu. Yakından ve önden bakınca, Doğan Cüceloğlu’na ne kadar benziyordu. O gülerken kırışan gözler, bilge bir yüz.
“İçmeyin, içmeyin” dedi. “Ben on yıl oldu bırakalı… Oh ne kadar rahatım bilseniz.”
‘Sigara içmez tipi var bende herhalde’ diye düşündü kadın. Ne zaman, bir yerde sigara içse, kendisine laf eden birine rast gelirdi. Dünya alem, her yerde içer, ayaklı duman makinesi gibi gezer, o içtiği zaman uyaran biri çıkardı karşısına. ‘Neyim ben? Sigara içmeyen, kavga etmeyen, uyumsuz hareketleri olmayan, onaylanmayan tavırları bulunmayan “temiz aile kızı” mıyım? Nedir bu karışan insanları mıknatıs gibi çekmem?’ Kafasından bunlar geçerken, adamın yüzüne baktı, çok severdi rahmetli Cüceloğlu’nu, sarılası da geldi bir yandan.
Ne deseydi şimdi bu kadar sevdiği birine benzeyen adama?
“Bu sabah içesim geldi. Her zaman olan bir şey değil.”
‘Tam bir seksenler çocuğuyum, her soru sorana ailesine hesap verir gibi cevap yetiştiren o toksik neslin çocuğuyum.’
“Peki, iyi günler.”
Aman neyse, kısa sürdü Allah’tan diye düşünürken kulaklığındaki aptal saptal bir programa verdi dikkatini. Düşüncelerini ehlileştirmek için böyle ipe sapa gelmeyen şeyler dinleyerek, oyalardı kendini. Yeni sulanmış toprağın kokusunu çekerken, bir tane daha sigara yaktı.
‘O da ne, amca yine geliyor. Bankın altına mı girsem, koşarak parkı mı terketsem’ diye düşünürken, adam kulaklıkları işaret etti, indirir misin diye.
“Bir sorun yoktur umarım” dedi sigarayı göstererek.
“Yok yok bir sorun. Biraz kafamı dinliyorum.”
“Biraz oturabilir miyim?” derken oturmuştu bile.
Bir süre tuttu kendini, hiçbir şey söylemedi. Ufka baktılar birlikte. Birbirini çok iyi tanıyanlar gibi.
“Değmez, her şey geçiyor. Konu her neyse.”
Siniri bozulmuştu kadının artık. Siniri bozulanların kararsız kahkahasını attı.
“Yok bir şey beyefendi. O kadar önemli bir şey yok yani. Bir istifa kararı, birkaç sonuca bağlanacak konu falan. Sadece kafamı toplamaya çalışıyorum.”
Aklına yıllar önce sessizce camdan dışarıyı seyrederken “Aşık mısın?” diye soran taksi şoförü geldi. ‘İnsanlar duran, düşünen insanı hemen etiketliyorlardı anlaşılan. Vızır vızır konuşacaksın, ellerin kolların hızla hareket edecek, bir yerden bir yere hızla, telaşla koşacaksın. Yürürken bile telefon görüşmelerini yapacaksın. Boş boş durmayacak, bakmayacaksın. Yoksa yiyorsun yaftayı. Melonkolik, dertli, tasalı, aşık.’
“Neden istifa ediyorsun?”
Cevap vermek zorunda olmadığı halde cevap vermek istedi.
“Ben ben olmaktan çıkacağım yoksa. Olanlar, olacak olanlar. Soruyorum nasıl duracağım ortasında?”
“Ortaçgil dinler misin? Kediler diye bir şarkısı vardır. Bak şöyle sözleri:
Çok Uzak Değil
Yakın Bir Ülkede
Sevimli Uslu Küçücük Gözlü
Küçük Kediler Yaşarmış
Yemekleri Ortak
Yatakları Birmiş
Sevinçleri Hepsininmiş
Duman Renkli Açık Kahverengi
Küçük Kediler Yaşarmış
Yakın Ülkenin Yanında
Dönemeci Dönerken
Rüzgarların Sağında
Ormanların Solunda
Sesli Hırslı Kocaman Gözlü
Büyük Kediler Varmış
Siz Kardeşler
Hangi Kedileri Seversiniz
Hangi Kediler Gibi
Yaşamak İstersiniz
Sevimli Uslu Sesli Hırslı
Hangi Kedilerdensiniz?
Doğan Cüceloğlu kılığında karşısına çıkan adam kalktı, tekrar Cüceloğlu gülüşünü kondurdu yüzüne, iyi günler diledi. Adamı yollayıp, yalnızlığına kavuştuktan sonra bir sigara daha yaktı. Kimseyle paylaşmak istemediği o anları tüttürdükten sonra bir çakıl taşının peşine düştü. Sokağın başına kadar takip etti taşı. Taşları sektirerek gideceğe yere gitmek, motivasyon mu veriyordu insana. İlerlemesi için sebep. Birden bacaklarının arasından sıvışan kediyle irkildi.
“Korkma, korkma” dedi Doğan Cüceloğlu kodlu amca. Bir anda yine nereden çıkmıştı? Yanında yürümeye başladı, “Beraber yürümek iyidir” dedi hiç yürüyebilir miyiz demeden. Çok tuhaf biçimde yan yana yürüdüler , bir on yıl sürdü sanki. Adımlarını yavaşlattı kadın, adam hızlı kalsın diye. Anlayınca geride kalmak istediğini gülümsedi, göz kırptı “Siz hangi kedilerdensiniz?” dedi hızlandı gitti.
Sektirecek yeni bir taş buldu kaldırımın kenarında kadın. Müzik uygulamasında Ortaçgil açtı, sesini sonuna kadar yükseltti. Usul usul sorusuyla cevap verdi Ortaçgil:
“Siz hangi kedileri seversiniz, hangi kediler gibi yaşamak istersiniz?”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.