35,5546$% 0.35
36,5964€% -0.04
43,3272£% -0.21
3.098,09%0,16
2.710,67%-0,17
9.904,62%0,38
01 Ocak 2024 Pazartesi
Kar, kış, kıyamet: Abdülkadir Tamer'den bir öykü
Kaleminin gücüyle ayakta kalan babam: Burhan Arpad
... Ve Zonguldak
Yer altında Romanlar ve Gebenler
"Göğü kucaklayıp getirdim sana, kokla açılırsın"
İçimdeki cinayet (Altıncı Bölüm-FİNAL)
Frigya kralı Midas, dünya tarihinin en popüler figürleri arasında yer alır. Güçlü bir kral olduğu kadar, gülünç bir figür olarak da mitoloji dünyasında yer etmiş biridir. Gelin “has Anadolulu hemşehrimiz” Midas’ın yaşamına biraz daha yakından bakalım.
Adı efsanelere konu olmuş kral Midas, babası Gordias'la birlikte Friglerin bilinen iki kralından biridir. Frigya ile özdeşleşmiş olan Midas'la ilgili anlatımlara Asur yıllıklarında rastlanır. Yıllıklarda Anadolu'nun ortalarında "Muşkili Mita" adlı zengin ve güçlü bir kralın adı geçer. Kayıtlarda Muşkili Mita ve Asur kralı II. Sargon arasında MÖ 709'da yapılmış bir antlaşmadan söz edilir. Asurlu bir vali, Mita'nın topraklarına saldırmış, Mita, Asurlulara vergi ödemek zorunda kalmıştır. Eski Yunanlı tarihçilerinin yazdıkları da Midas'ın varlığını ve gücünü doğrular.
İki kralla ilgili gerçekler ve efsaneler birbirine karışsa da dönemlerinde toprakların genişlediği, ülkenin zenginliğinin doruğa ulaştığı açıktır. Bu dönemde Frig Krallığının egemenlik alanı Anadolu'nun büyük bir kısmına (batıda Burdur, doğuda Amasya, kuzeyde Samsun güneyde Niğde) yayılmıştı. Başkent Gordion (Polatlı yakınları) gösterişli yapılar, heykeller ve aslan kabartmaları ile ünlüydü. Şehir canlı bir yaşama sahipti. Friglerde kaliteli koyun yünü nedeniyle dokumacılık ve orman varlığı sayesinde de marangozluk gelişmişti. Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen 2400 yıllık Frig mobilyaları göz alıcıdır. Tarihçi Herodot, Midas'ın Yunanistan'daki Apollon tapınağına muhteşem bir taht armağan ettiğini yazar. Ülkeden kemik, fildişi ve metal eşya ihracatı yapılıyordu. Metal eşya tasarımları eşsizdir. Fibula denilen çengelli iğne ve hamam tası Friglerce icat edilmiştir. Kazılarda çıkan buluntular Friglerin kendine özgü bir sanat anlayışı olduğunu gösterir.
Midas'ın öyküleri kuşaktan kuşağa aktarılıp dolaşıp günümüze kadar gelmiştir. Bu tarihte örneği pek görülmeyen bir durumdur. Genellikle güçlü ve acımasız kralları konu eden tarih anlatıları yanında Midas'ın yer yer "gülünç ve zavallı" durumlarda betimlenmesi onu "gerçek bir insan" olarak düşünmemize olanak sağlar. Hakkında söylenenlere bakarak kralın açgözlülük ve kurnazlık bakımından da şöhretli biri olduğu söylenebilir.
Romalı Ozan Ovidius, Midas'la ilgili iki öykü anlatır: Tanrı Dionysos'un akıl hocası olan ve çok sevdiği yaşlı cini Silenus kaybolur. Ormanda uyuyakalan Silenus'u köylüler bulup Midas'ın huzuruna çıkarır. Midas onu tanır, sarayında konuk eder; sonra da alıp Dionysos'un yanına götürür. Çok sevinen Dionysos, Midas'ın kendisinden bir dilekte bulunmasını ister. Açgözlü Midas dokunduğu her şeyin altın olmasını diler. Dileği yerine gelir, neye dokunursa altına dönüştüğü için giderek zenginleşir. Ancak bir süre sonra hiçbir şey yiyip içemez hale gelmiştir. Sonunda yardım istemek için dokunduğu kızı da altına dönüşüp katılaşınca Dionysos'tan af diler. Dionysos da onu bağışlar ve eski haline dönmesini sağlar.
Diğer öyküde ise tanrılar Apollon ve Pan'ın arasındaki müzik yarışması anlatılır. Pan flüt, Apollon ise lir çalmaktadır. Jüride bulunan Midas herkesin aksine oyunu Pan'a verir. Çok öfkelenen Apollon, müzikten anlamayan Midas'ın kulaklarını eşek kulaklarına çevirir. Midas bu durumdan çok utanır. Kafasından başlığını hiç çıkarmaz. Ancak bir gün gittiği berber kulaklarını görür. Midas'ın sırrını saklayamaz ve kör bir kuyuya "Midas'ın eşek kulakları var" diye fısıldar. Bu fısıltı rüzgârla yayılır ve herkes Midas'ın sırrını öğrenir.
Bazı tarihçiler, "dokunduğunu altına çevirme" metaforunu başkentin konumuyla ilişkilendirir. Ticaret yolları üzerinde önemli bir nokta olan Gordion, kervanlardan vergi olarak altın almaktadır. Midas'ın ve ülkesinin dillere destan zenginliğinin kaynağı budur. "Eşek kulaklı Midas" masalı ise ilk akla gelen yorumların aksine başka bir gerçeğe işaret ediyor olabilir.
İkibin yılı aşkın zamandır anlatılan masalların gerçek olabilme olasılığına…
1957 yılında arkeologlar Gordion'daki Midas tümülüsünü kazmaya başladılar. Mezar odası ağaç kütükleri, taş, çamur ve kumdan oluşan son derece kalın bir duvar tarafından korunuyordu ve 2400 yıldır açılmamıştı. Aylar süren çalışmalar sonucu arkeologlar 55 metrelik tümülüsün kalbine girmeyi başardılar. (Bu tümülüs Anadolu'da antik çağlarda insan eliyle yapılmış en yüksek ikinci yapıdır, ilki Sardes'teki 69 metrelik Alyattes tümülüsüdür.) Küçük mezar odası şaşılacak ölçüde sadeydi. Kalın duvarlar zamanın etkisine olduğu kadar definecilerin yağmasına da dayanmıştı.
Arkeologlar içeri girdikleri an -oksijenle temas eden- ahşap parçaları yanmaya başladı. Önlem alındıktan sonra kralın mezar odası gözler önüne serildi. İki büyük kazan ve sunu amaçlı bırakılmış ikiyüzelli parça kapkacak vardı. Cenaze için (adet olduğu üzere) ziyafet verilmişti anlaşılan… Köşedeki kerevetin üstünde sedir ağacından bir tabutun içinde kralın mumyası duruyordu. Kral, elli-altmış yaşlarında, orta boylu bir adamdı. Başucunda Frigce (hala çözülememiş bir dildir) "MATEP" benzeri bir sözcük yazılıydı. Araştırmacılar bu sözcüğün "ANNE" olabileceğini düşünüyor. Çünkü Frigler, Anadolu'nun tanrıçası Kibele'ye "Anne" derlerdi. Mumyanın incelenmesi sonucu heyecan verici sonuçlara ulaşıldı. Kralın kulaklarında anatomik bozukluklar görünüyordu. Efsanelerin gerçeklerle bağı olabileceğini gösteren parlak anlardan biridir bu...
Gordion’daki resmi tabelalarda Midas Tümülüsü yazar. Ancak bu muhtemelen yanlış bir isimlendirmedir. Çünkü mezarın yapımında kullanılan ağaçların Midas'ın devrinden daha önce kesildikleri (dendrokoroloji yöntemiyle) saptandı. Bu kişi muhtemelen Midas'ın babası ya da büyükbabasıydı. Belki de kral, kulak yapısından utanıyor, bu yüzden sürekli bir Frig başlığı ile geziyordu. Ya da ailede kalıtsal bir hastalık vardı, kimbilir! Midaslığın tıpkı Caesar'lık gibi isim değil bir krallar tarafından kullanılan bir unvan olması da olası. Yani belki de birden fazla Midas vardı.
Tarihçiler, Frig egemenliğinin MÖ 690'lı yıllarda Kimmer istilası sonucu son bulduğunu yazar. Bazılarına göre Kral Midas üzüntüsünden boğa kanı içerek intihar etmiştir. MÖ 6. yüzyılın başlarında Frigya ve başkent Gordion, Kimmerleri kovan Lidya Kralı Alyattes tarafından ele geçirilir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.