34,3869$% 0.47
36,8522€% -0.6
44,4374£% -0.14
2.968,04%-0,25
2.684,98%-0,72
9.184,82%2,67
Arkadaşım Zeynel TR Erkut’un çektiği ve benim paylaştığım, ‘Amsterdam merkezde yün çırpan Türk kadını’ videosuna çok farklı reaksiyonlar aldım. Oraya yazarsam araya gider düşüncesiyle ayrı başlık açtım.
Kardeşlerim, ben de olaya şaşırdım ama öfkelenmedim. Belki Avrupa’da yaşayan Türkleri tanıdığımdan, belki de köylü kökenli olmamdan…
Öfkelenmeyiniz, Türkiye’nin şehirleri, şehirli taklidi yapan köylülerle dolu. İlkel olan, geri olan, absürt ve saçma olan odur. Olduğumuz gibi olmamız ve kültürel alışkanlıklarımızı sürdürmemiz köylülük değildir.
Beni şaşırtan, Türkiye’nin köylerinde bile neredeyse kalmayan bir alışkanlığın-kültürün Amsterdam gibi bir şehrin merkezinde sürdürülebiliyor olmasıydı aslında.
Garip mi?
Evet garip.
Yadırgadım mı?
Yadırgadım ama gereksiz bulduğum için.
Yapılan eylemin bizi küçük düşüren kültürümüzü aşağılayan, modern görünmemize mani bir tarafı yok. En azından Hollandalı birinin kanal kenarında bütün gün balık tutup, sonra da tuttuğu balıkları geri suya atmasından daha faydalı bir eylem.
Biz, Neşet Eraş, Mahzuni Şerif, Ali Ekber Çiçek, Celal Güzelses dinlemeye utanırken Amsterdam merkez kütüphanede bu ustaların en eski kayıtları mevcuttu.
Demem şu ki, bir eylemin gereksizliğinden hareketle “kültürümüz aşağılandı, mahçup olduk” demeyelim. Zaten başkası gibi olmaya çalıştığında o senin kültürün olmuyor, ancak “Bak ben de senin gibiyim” demek oluyor.
Kalın sağlıcakla (Buraya son bir şey yazmak gerekiyor diye yazdım bunu TRT miyim lan ben?)
Not: Şehirde köylü gibi yaşamayı övmüyorum, önemle belirtirim.
… Ve Zonguldak
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.