Haftanın okuma parçası, absürd konusu ve sürükleyici üslubuyla yüzünüzden tebessümü eksik etmeyecek roman: Hayatındaki Tüm Kışları Unutan Adam’dan geliyor.
Kaan Burak Şen’in yazdığı, İthaki Yayınları etiketiyle çıkan kitaptan bir kısım şöyle:
Fevzi ile oralet içecektik. Fevzi, geceleri korku nöbetlerimde beni ağırlaması karşılığında beleşe öldüreceğim eleman. Gece korkularımı, hayatıyla takas etmişti bir nevi. Bir kadının gözyaşlarıyla hayatımı takas edeceğim bir gün ben de. Çaycı, ben ve Fevzi arasında habersiz bir anlaşmaydı bu.
Masa örtülerinin üzerindeki detayları inceledim. Büyük bir motivasyonla nakşedilmişti bu modeller. Bu motifleri düşünen insanlar vardı. Onları üreten işçiler, tezgâhına koyanlar, sonra onları almaya gidenler… Şimdi bu çay ocağını işleten dayı gidip onca masa örtüsü çeşidi arasından neden üzerinde çay bardağı, çay kaşığı, küp şeker desenleri bulunan bu örtüyü seçmişti? Fevzi, hâlâ el kol hareketleriyle çaycı dayının ilgisini çekmeye çalışıyordu. Çaycı dayı, bir masanın önünde havaya doğru el hareketleri ve çizimlerle hararetli hararetli bir şeyler anlatmakla meşguldü. Muhtemelen masaya çayları bırakırken hakim olduğu bir konu konuşuluyordu. O da dayanamayıp bütün bilgisini oraya aktarıyordu.

Fevzi sonunda bağırdı:
“Abiiii!”
Çaycı dayı bizi fark etti. Konferansının kesilmesi canını sıkmış gibiydi. Elindeki bezi omzuna koyup hızlıca yanımıza geldi. Sesli bir şekilde çöp kamyonu geçti bir de o esnada. Konuşmak için çöp kamyonunun geçip gitmesini bekledik. Sonra çaycı sordu:
“Arkadaşlar ne alırsınız?”
Fevzi direkt söyledi.
“İki oralet abi.”
Çaycı dayı bana dönüp:
“Siz?”
Önce Fevzi ile bakıştık. Sonra boş gözlerle çaycıya baktım.
“Aynı.”
“Üç oralet.”
Fevzi tekrar araya girdi.
“Hayır iki oralet dedim ya abi.”
“Ama arkadaş da oralet istedi.”
“Tamam işte benim söylediğim oraletin içinde onunki de var.”
“Sen bi’ oralet desen o da kendi oraletini kendi söylese mesele kalmayacak. Boşu boşuna uğraştırıyorsunuz.”
“Aynı şey değil mi abi?”
0 Yorum